STOKÇULUK
Dr. A. Bumin Doğrusöz
Dünya Gazetesi / 21.12.2021
Son günlerin moda kavramlarından biri de stokçuluk’tur. Zira iktidarın
siyasetçilerine göre fiyat artışlarının temel suçlusu stokçulardır. Fiyatlar
onların yüzünden artmaktadır. İktisatçılara göre ise stokçuluk enflasyondaki ve
kurlardaki artış beklentisinin sonucudur. Fiyatların artışına stokçuların sebep
olduğunu düşünenler bu maksatla stokçulara verilecek cezaların artırılması için
Kanun Tasarısı dahi hazırlayarak Meclise sunmuşlardır. Ben de hem stokçuluk
kavramını ve stokçulara uygulanacak yaptırımları mevzuat açısından irdeleyeyim
istedim.
Stokçuluk olarak adlandırılan fiillere uygulanacak yaptırım iki Kanunda
ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Bu kanunlardan bir 5237 sayılı Türk Ceza Kanunudur. Diğeri ise perakende
ticaretin serbest piyasa ortamında etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarına
göre yapılması, tüketicinin korunması, perakende işletmelerin dengeli bir
şekilde büyüme ve gelişmesinin sağlanması ve perakende işletmelerin
faaliyetleri ile bunların birbirleri, üretici ve tedarikçilerle ilişkilerinin
düzenlenmesi amaçları ile 14.1.2015 tarihinde kabul edilmiş bulunan 6585 sayılı
Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanundur.
Ceza Kanununun 240. maddesine göre; “bir mal veya hizmeti satmaktan
kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişiye altı
aydan iki yıla kadar” hapis cezası verilir. Maddede stokçuluktan açıkça söz
edilmemekte ise de bir malı gizlemek, depolamak veya satıldığını ileri sürmek
suretiyle satmamak maddede suç olarak düzenlenmiştir. Ancak bu suçun
oluşabilmesi için satmamak, bir başka deyişle elindeki malı tedavülden saklamak
maksadıyla yapılan hareketin kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına
neden olması gerekir. Acil ihtiyaç, gıdada, ilaçta, halkın ısınması,
aydınlanması, temizliği alanlarında ortaya çıkabilir. Önceki mülga Ceza
Kanununda bu suçun izdüşümü olan madde uygulamasında Yargıtay, ilaç, et, şeker
ve kahve kamuya elzem emtia olarak kabul edilerek stokçular cezalandırılırken filtreli
sigara kamuya elzem madde olarak kabul edilmemiştir. Bu açıdan bakılınca sıfır
otomobil de bence kamuya elzem değildir.
İkinci düzenleme ve ayrıntılı
düzenleme ise 6585 sayılı Kanunun ek 1. maddesinin 2. fıkrasında “üretici,
tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa
dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara
ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde” bulunma yasağı biçiminde yer almış ve bu fiilin
yaptırımı 18. maddenin (ı) bendinde elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk
lirasına kadar idari para cezası olarak belirlenmiştir.
6585 sayılı Kanunun söz konusu
maddesinde yer alan ve yaptırıma bağlanan fillere ilişkin somut belirleme ise
bu Kanunun verdiği yetki uyarınca kabul edilen Haksız Fiyat Değerlendirme
Kurulu Yönetmeliğinde stokçuluk adı altında somutlaştırılmıştır. Anılan Yönetmeliğe
göre stokçuluk, “olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ve diğer
acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık
yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile
tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetler”dir. Görüldüğü gibi
Yönetmelik, stokçuluk olarak adlandırılan fiillerin yaptırıma bağlanabilmesini,
fillerin olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ve diğer acil
durumlarda işlenmesi koşulunu getirerek Kanunun uygulanma alanını daraltmıştır.
Burada, “zaten bu hallerin dışında stokçuluk olmaz ki” şeklinde de düşünmek
mümkündür.
6585 sayılı kanun, stokçuluk yapan
üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin tespit ve yaptırım uygulanması
konusunda yetkiyi, “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na vermiştir. Kurul
stokçuluk soruşturmasını şikâyet üzerine yapabileceği gibi re’sen de yapabilir.
Kurulun yaptırım kararı verebilmesi için, stokçulukla itham edilen işletmenin
savunmasının istenmesi şarttır. Kurul yaptırım uygulanmasına delillere ve
savunmaya göre salt çoğunlukla karar vermektedir. Kurul uygulanacak idari para
cezasını, Kanunun belirlediği alt ve üst sınırlar içerisinde, işlenen fiilin
ağırlığı ve haksızlığın içeriği, işletmenin türü, büyüklüğü ve bulunduğu
sektör, stokçuluk faaliyetinden sağlanan menfaat ile daha önce aynı konuda
idari para cezası uygulanıp uygulanmadığı gibi hususlara bakarak
belirlemektedir.
Kurulun vereceği
kabahat niteliğindeki idari para cezaları, hiç şüphesiz yargı denetimine tabidir.
Meclise sunulan bir
Tasarı ile 6585 sayılı Kanunla stokçulara verilmesi öngörülen “elli bin Türk lirasından beş yüz
bin Türk lirasına kadar” olan idari para cezasının miktarının, 1.1.2022’den
geçerli olmak üzere “yüz bin liradan iki milyon Türk Lirasına” kadar şeklinde
değiştirilerek artırılması öngörülmektedir.
Burada stokçuluk suçlamalarında
önemli olan, kendini fiyat artışlarından korumak için, üretiminde ve
siparişlerinde istikrar sağlamak için, maliyetlerinde istikrarı sağlamak için
stok yapanları haksız suçlamalara maruz bırakmamak. Önemli olan yaşın yanında
kuruyu da yakarak ekonomik aktörleri küstürmemek.