BİR SONRAKİ AF NE ZAMAN ?
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi 10.6.2021
Resmi
Gazete’de yayımı beklenen 7326 sayılı ve bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını ve çeşitli af düzenlemelerini
içeren Kanun, nihayet dün yayımlandı. İşletmelere çeşitli
kolaylıklar getirildi. Kısaca,
-
Mükelleflerin kesinleşmiş borçları sağlanan
çeşitli kolaylıklarla birlikte yeniden yapılandırıldı
-
Mükelleflerin ihtilaflı borçları da sağlanan
çeşitli kolaylıklarla birlikte yeniden yapılandırıldı
-
Mükelleflere matrah artırımı adı altında
inceleme dışı kalma hakkını satın alma hakkı tanındı
-
Mükelleflere kayıtlarındaki, stoklarındaki
olumsuzlukları vergi adı altında ödenecek bir bedel karşılığı düzeltme hakkı
tanındı
-
Mükelleflere kısmen de olsa bilançolarını
güncelleme olanağı tanındı.
Bu
olanakların her birini ileriki yazılarımda incelikleri ile aktaracağım. Aceleye
gerek yok. Çünkü son müracaat tarihi 31 Ağustos. Önce mali af kanunları ile
ilgili genel düşüncemi aktarayım. Ancak önceki gün başıma gelen bir ilginç
olayı aktarmakla başlayayım.
Önceki
gün, daha 7326 sayılı Kanun kabul edilmiş ve yayınlanması beklenirken, bir
mükellef telefonla, “Hocam bir sonraki af kanunu ne zaman çıkar, çok mu geç
çıkar? Diye sordu. Verdiğim cevabı, yazımın sonunda söyleyeceğim. Soruyu sorma
gerekçesini sorduğumda, “ekonomik olarak çok sıkışık olduğunu, hem işyeri hem
ev kirası, kredi taksitleri, kredi kartı borçları, çocuğun okul taksitleri vb.
borçlarla zaten boğulduğunu, bu Kanunla sağlanan olanaklarla dahi ödeme yapması
olanağı bulunmadığını” söyledi. Bir şey diyemedim.
Pandemi
etkisindeki ekonomik olumsuzlukların yarattığı sıkıntılı ortamdan bağımsız
olarak bu soruyu, düşündürücü bir soru olarak algıladım. İlk akla gelen,
mükelleflerin artık yapılandırma ve af kanunlarına alıştığı. Mükellef kesimi
haksız da değil. Kamu, mükellefleri bu konuda alıştırdı ve doğal beklenti
içerisine aldı. Bu, beklenti önceki
kanundan sonra zamanaşımı süresi kadar süre dahi geçmeden çıkartılan yeni
kanunlarla oluştu. Yapılandırma ve af kanunları, artık 2 – 3 yılda bir
çıkarken, şimdi gelenek önceki yapılandırma kanununun taksit süreleri dolmadan önce
yenisinin çıkartılması.
Bu
kanunlarla, vergi ve mali düzene ilişkin kanunların, mali idarenin ve denetim
teşkilatının, yargı kararlarının otoritesini zedelemekten öte, yok ettiğimizi
artık her halde herkes kabul ediyordur.
Hatta
bu Kanunlarla, işletmelerin bilançolarının gerçeği aksettirmediği, işletmelerin
stok ve envanter kayıtlarının yanlış olduğunu, stoklarda olmayan mallar
gözüktüğü gibi, var olan mallarında stoklarda gözükmediğini, cari hesapların
kasten şişirildiğini de resmen ikrar etmiş olmuyor muyuz? Bu bilançoların bir
kısmının yeminli mai müşavir tasdikinden veya bağımsız denetimden geçtiğini de
düşünürsek, bu müesseselere güveni de zedelemiş olmuyor muyuz?
Bizim
işletmelerimiz bu şekildeki işletmeler midir? Yoksa, işletmeleri bu hale
getiren ve ortadan kaldırılması gereken nedenler mi vardır? Bu soruların
üzerinde önemle durulması gerekmektedir.
Bu
gün geldiğimiz ortamın bir sorumlusu da, Anayasa Mahkemesidir. İdari para
cezalarının veya idari para cezalarını gerektiren af kanunlarının çıkartılmasında
Anayasa madde 87’de zikredilen beşte üç çoğunluğun aranmasının gerekmediği
yönündeki içtihat değişikliği ile bu tür kanunların çıkartılması
kolaylaştırılmıştır. Bu şekildeki kanunlar, siyasetçinin oy sevdası ve mükellef
kâr maksimizasyonu/az ödeme iştahı ile birleşince “win – win” haline
dönüşmüştür. Oysa bir kaybeden vardır. Kaybeden “hazine” ve bahsettiğimiz üzere
“mali otorite”dir.
Bir
gerçeği daha dile getirmek gerek. Bu
günkü affın gerekliliği ortamının doğmasında, vergi mevzuatının gri alanlarla
dolu olması ve denetim standartlarının yokluğu, idarenin çelişkili uygulamaları,
içtihat çelişkileri gibi faktörler de rol oynamaktadır. Vergi sisteminin,
mevzuatıyla beraber yeniden kurulması gerekmektedir. Sistemin sorunları
giderilmedikçe, mükelleflerin af beklentileri de haklılık kazanmaktadır. Bu
nedenle, sistemin düzeltilmesi veya yeniden kurulmasıyla birlikte gelmeyen
afların, yeni af beklentisini ortadan kaldırmayacağı açıktır.
Şimdi gelelim yeni affın tarihine veya telefonda verdiğim cevaba. Bu sadece benim tahminim. Yeni mali affın 2023’de de çıkacağını düşünüyorum. Neden 2023? Çünkü 2023 yılı hem seçim yılı hem de Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılı. Cumhuriyetimizin 50. kuruluş yılına bakarak, 100. Kuruluş yılına da yakışır diye düşünüyorum. Bu nedenle borcunu azaltmak isteyen, devletine borçlu kalmak istemeyen dürüst mükelleflerden, bu Kanuna göre dahi ödeme yapamayacaklara, fazla üzülmeyin diyorum.