6009 sayili kanunla Vergi Usul Kanunu’nun vergi incelemesine iliskin düzenlemelerinde önemli degisiklikler yapildi. Bu yazimizda da 1 Ocak 2011’de yürürlüge girecek bu degisiklikleri irdeleyelim istedik. Kanun, bu degisikliklerle, özellikle mükellef haklari konusunda -pek basarili olmasa veya yetersiz olsa da- yeni ve önemli bazi düzenlemeler getirmektedir.
Bu konuda ilk söz edilmesi gereken düzenleme, incelemelerin artik tutanakla baslayacagi konusunda getirilen düzenlemedir. Su anda kanunumuzda incelemenin baslama ani belirtilmedigi için, bu konuda bir karmasa yasanmakta, incelemenin defter ve belge isteme yazisinin tebligi veya defter ve belgelerin teslim tarihleriyle basladigini veya arama tarihini incelemenin baslama tarihi olarak kabul eden görüs ve uygulamalara rastlanmaktaydi. Bu tutanagin bir örnegi de mükellefe verilecek olmasidir.
Bu tutanakta incelemenin konusu (hiç olmazsa vergi türü itibariyle) ve dönemi de yer almak durumundadir. Bunu mükellefler de talep edebilecegi gibi, inceleme süresinin belirlenebilmesi açisindan zorunludur. Bu da pismanlik uygulamasini etkileyecektir. Hakkinda inceleme baslayan mükelleflerin pismanlik talepleri halen kabul edilmekteyken, artik inceleme konusu disinda pismanliktan yararlanmak mümkün hale gelecektir. Örnegin KDV hesaplari incelemeye alinan bir mükellef, Kurumlar Vergisi veya ÖTV için pismanlikla beyanda bulunabilecektir.
Öte yandan incelemenin baslama aninin yukaridaki sekilde belirlenmesine bagli olarak incelemelere süre de getirilmistir. Mükellef haklari açisindan bu düzenleme de olumludur. Yeni düzenlemeye göre vergi incelemeleri tam inceleme, sinirli inceleme olarak ikiye ayrilmakta, tam incelemelerin bir yil, sinirli incelemelerin alti ay içinde bitirilmesi esasi getirilmektedir. Ancak incelemenin bu sürelerde bitirilememesi halinde, inceleme elemaninin bagli oldugu birim tarafindan bu sürenin alti ay daha uzatilabilecegi, uzatma halinde, uzatma gerekçeleri de belirtilerek mükellefin bilgilendirilmesi öngörülmüstür.
Mükelleflerin incelemenin süresinde bitirilmemesinin sebeplerini ve süre uzatimi gerekçelerini hukuki sebeplerle yerinde görmemeleri halinde iptal davasi açma ve yürütmeyi durdurma talep etme haklari da söz konusu olacaktir. Bu konuda alinabilecek bir yürütmeyi durdurma karari, rapor yazimini da durduracak ve dolayisiyla konu giderek zamanasimi açisindan degerlendirmeleri de gündeme getirebilecektir.
Bu düzenlemelerin birinci eksik yani, süreyi sadece tam ve sinirli incelemeler için getirirken, iade talepleri üzerine yapilacak incelemeler için bir süre öngörmemesidir. Ikinci eksik yan ise sürelerin asilmasinin yaptiriminin olmamasidir.
Sürelerin asilmasindan sonra biten incelemelerde hazirlanan raporlar hüküm ifade etmeyecek midir? Bu konu kanunda açik birakilmistir. Dolayisiyla incelemenin süresinde bitirilememesinin yaptirimi içtihatla olusacaktir. Ancak simdilik, incelemenin süresinde bitirilememesine ragmen raporun isleme konulmasi halinde, inceleme elemaninin hukuki (süre asimina tekabül eden gecikme faizini tazmin) ve cezai (görevi ihmal suçu) sorumlulugunun dogacagini söyleyebiliriz.
Burada hiç olmazsa, süresinde bitirilemeyen raporlarin akibeti ve eger isleme konulacaksa da yapilacak tarhiyatlarda süre asimini teskil eden süre için gecikme faizi hesaplanmayacagi yönünde bir düzenleme öngörülebilirdi.
Öte yandan yeni düzenlemelerle Maliye Bakanligi nezdinde ‘Vergi Inceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu’ adiyla bir kurul kurulmaktadir. Denetim örgütlerinin çoklugu ve kopuklugu karsisinda böyle bir kurulun kurulmasi zaruret teskil etmistir. Bu kurul Gelir Idaresi Baskani, Maliye Teftis Kurulu Baskani, Hesap Uzmanlari Kurulu Baskani, Gelir Idaresi Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Baskani’nin bagli oldugu baskan yardimcisi, Gelirler Kontrolörleri Daire Baskani’ndan olusacaktir. Bu kurula Maliye Bakani veya tevkil etmesi halinde müstesar baskanlik edecektir.
Bu kurul, risk analizlerine dayali olarak yillik vergi inceleme denetim planini hazirlayacak, incelenecek sektör ve mükellefleri belirleyecek, incelemelerde uyulacak esaslari belirleyecek, denetim birimleri arasinda koordinasyon ve bilgi akisini saglayacaktir. Bakanin baskanliginda çalisacak olmasi kurula kararlarinin siyasi içerik tasidigi gölgesini de düsürecektir. Mükelleflerin bu konunda, incelenecek mükellef olarak seçilmelerinin objektif nitelik tasimadigi elestirileri gündeme gelebilecek ve belki dava haklari dogabilecektir.
Bu arada kanunla getirilen düzenlemeler arasinda ayrica vergi inceleme raporlarinin okunmasi ve denetlenmesi konularinda da önemli gelisme ve düzenlemeler vardir. Bunlari da gelecek yazilarimizda irdeleyecegiz.