GECIKME FAIZININ TARHI
Dr. A.
Bumin DOGRUSÖZ
Dünya
Gazetesi 1.8.2019
Hem
Anayasanin 2. maddesinde vurgulanan hukuk devleti olmanin geregi hem de
Anayasanin 125. maddesinin açik hükmü sonucu, idarenin her türlü eylem ve
islemine karsi yargi yolu açiktir. Bu
düzenlemelerin dogal sonucu olarak, birer idari islem niteliginde olan
vergilendirme islemleri de yargi denetimi disinda tutulamaz. Nitekim ikmalen ve
re’sen yapilan tarhiyatlari ilgilisine (mükellefe veya vergi sorumlusuna vb.) teblig
eden “vergi / ceza ihbarnameleri de bu kapsamda vergi mahkemesinde dava konusu
edilebilirler.
Ihbarnameler
aleyhine açilan davalarda verilen kararlarin büyük çogunlugu “kabul”, “ret”
veya kismen kabul / kismen ret” seklinde olusmaktadir. Konumuz disinda kalan
baskaca karar tipleri de hiç süphesiz vardir.
Mükelleflerin
davalarinin tamamen veya kismen reddedilmesi halinde, karara karsi istinaf
yoluna basvuru haklari vardir. Ancak bu sekilde verilen kararlara karsi istinaf
yoluna gidilmesi, islemin icrasini durdurmaz. Icranin durmasi için istinaf
mahkemesinden yürütmenin durdurulmasi kararinin alinmasi gerekmektedir.
Yürütmenin
durdurulmasi halini bir kenara birakirsak, kaybedilen dava konusu tutarin
(vergi ve ceza) ve dava konusu vergi borcuna normal vade tarihinden mahkeme
kararinin idareye tebligine kadar isleyen gecikme faizinin, mahkeme karari
üzerine hemen ödenmesi gerekmez. Çünkü Vergi Usul Kanununun 112. maddesine göre
idarenin, vergi mahkemesi kararina göre yeniden bir ihbarname düzenlemesi ve
ilgilisine teblig etmesi gerekmektedir. Bu ihbarnamede hem ilk yapilan
tarhiyata iliskin rakamlar hem de vergi mahkemesi kararina göre olusan ve
dolayisiyla ödenmesi gereken tutarlar yer alir. Mükellef davasini tamamen
kaybetmisse, bu rakamlar ayni olacak, kismen kaybetmisse farkli olacaktir. Bu
ihbarnamede ayrica yargi harçlari ile gecikme faizi de yer alir. IHB 2 kodu ile
düzenlenen bu ihbarnameye uygulamada “iki numarali ihbarname” veya “ikinci
ihbarname” de denilmektedir.
Mahkemenin
red veya kismen red karari sonucu ödenmesi gereken tutarlarin ve gecikme faizi
ile yargi harçlarinin, iste bu ihbarnamenin tebliginden itibaren bir ay içinde
ödenmesi gerekmektedir.
Uygulamada
bu konuda duraksama yasanan hususlardan birisi de, bu IHB2 kodlu ihbarnameye
karsi vergi mahkemelerinde dava açilip açilmayacagi konusundadir.
Iki
numarali ihbarname, içerdigi vergi ve ceza tutarlarinin vergi mahkemesi karari
ile uyumlu olmasi kosulu ile yeni bir borç doguran, tarhiyati ifade eden bir
idari islem olmadigi, tespit niteliginde bir bildirim niteliginde oldugu için ayrica
dava konusu edilemez. Zaten bu gibi bir durumda iki numarali ihbarnamenin dava
konusu edilebilecegini kabul etmek, bu davaya bakacak mahkemeyi, ilk karari
veren mahkemenin üzerine ve onun denetimini yapar konuma koymak sonucunu
dogurur ki bu hukuken mümkün degildir.
Ancak
iki numarali ihbarnamede vergi mahkemesi kararina göre ödenmesi gereken tutarlar
ile mahkeme kararina göre olusan sonuç farkli ise, örnegin 200 liralik tarhiyat
aleyhine açilan davada mahkemenin tarhiyatin 100 lirasini iptal etmesine ragmen
Iki numarali ihbarnamede mahkeme kararina göre ödenmesi gereken tutar 120 lira
yazilmissa, bu fark, yani 20 liralik kisim yeni bir dava konusu yapilabilir.
Öte
yandan iki numarali ihbarnamede yazili “gecikme faizi”, ilk defa bu ihbarname
ile dogmaktadir. Iki numarali ihbarname özünde, gecikme faizi için iki numarali
degil, bir numarali ihbarnamedir ve gecikme faizi açisindan tarh islemini ifade
etmektedir. Bu nedenle iki numarali ihbarnamenin gecikme faizi yönünden dava
konusu edilmesi mümkündür. Zaten Danistay’in yerlesik içtihadi da bu
yöndedir.
2
numarali ihbarnamedeki gecikme faizinin dava konusu yapilmasi halinde, tarh
islemine karsi dava açilmis olacagindan yürütmenin de kendiliginden durmasi gerekmektedir.
Ancak buna ragmen bazi vergi dairlerinin ödeme emri de düzenleyerek
gönderdikleri görülmektedir. Bu yanlistir.
Benzeri
bir durumda uzlasmalar sonrasinda düzenlenen ve gecikme faizinin de dâhil
edildigi tahakkuk fislerinde yasanmaktadir. Ancak gecikme faizi tahakkuk fisine
yazilmakla tahakkuk etmez. Tahakkuk fisi burada gecikme faizi açisindan yine tarh
islemini ifade etmektedir. Zaten tarh olunmayan bir kamu alacagi tahakkuk
edemez. Gecikme faizi, tahakkuk fisinin tanziminden 30 gün sonra –dava konusu
yapilmadigi takdirde- tahakkuk eder. Bu nedenle gecikme faizi için gecikme
faizi yönünden tarh islemini ifade eden tahakkuk fisine karsi dava 30 günlük
sürede açilabilir. Burada da yürütmenin dava açilmasi ile birlikte
kendiliginden durmasi gerekmektedir.
Birinci
durumda IHB2’nin, ikinci olarak bahsettigi uzlasma sonrasinda ise tahakkuk
fisinin, gecikme faizi tarhiyatinda kullanilmasi, pek çok durumda ve vergi
usulüne tam olarak vakif olmayanlar nezdinde yanilgilara, duraksamalara ve
giderek hak kayiplarina yol açmaktadir.
Bu
nedenle mali idarenin gecikme faizi tarhiyatlarinda söz konusu belgeleri
-yaniltici olarak- kullanmak yerine, gecikme faizine özgü bir ihbarname tipi gelistirmesi
yerinde olacaktir. Aslinda Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri ve sistematiginin de
bunu gerektirdigi inancindayim.