BIR GARIP YÜKÜMLÜLÜK : TURIZM PAYI
Dr. A. Bumin DOGRSÖZ
Dünya
Gazetesi 18.7.2019
Geçtigimiz günlerde “Türkiye’nin turizm hedeflerine
ulasmasini teminen; turizm imkân ve firsatlarinin dünyada tanitilmasina,
turizm potansiyelinin tüm yönleri ile degerlendirilerek ülke ekonomisine
kazandirilmasina, turizm yatirimlarinin, turizmin ülke ekonomisindeki payinin ve
turizm sektörünün hizmet kalitesinin artirilmasina yönelik faaliyetlerde
bulunmak, destek ve kaynak saglamak amaciyla Türkiye Turizm Tanitim ve
Gelistirme Ajansinin kurulmasi, yönetimi, denetimi, gelirleri ve faaliyetlerine
iliskin usul ve esaslari düzenlemek” amaciyla kabul edilen “Türkiye
Turizm Tanitim Ve Gelistirme Ajansi Hakkinda Kanun” 7183 sayi ile 15.7.2019
günlü Resmi Gazete’de yayimlanarak yürürlüge girdi.
Kanunla turizm isletmeleri ve turizmle ilgili bazi
isletmeler için “Turizm Payi” adi ile yeni bir mali yükümlülük ihdas edildi.
Turizm payini ödemekle yükümlü olanlar ve payin orani ise anilan Kanunla
asagidaki gibi belirlendi.
- Bilesik tesisler ile konaklama tesislerinden binde
yedi buçuk,
- Bakanliktan belgeli yeme-içme ve eglence
tesislerinden binde yedi buçuk,
- Deniz turizmi tesisleri ile Bakanliktan belgeli
deniz turizmi araçlarindan binde yedi buçuk,
- Seyahat acentalarindan (münferit uçak
bileti satislari hariç) on binde yedi buçuk,
- Havayolu isletmelerinden (ticari yolcu tasimaciligi
faaliyetlerinden) on binde yedi buçuk,
- Devlet Hava Meydanlari Isletmesi Genel Müdürlügü
tarafindan isletilenler hariç olmak üzere havalimani ve terminal
isletmelerinden binde iki,
Kis, termal, saglik, kirsal ve nitelikli spor turizmi
gibi Bakanlik tarafindan tesvik edilmesi uygun görülen turizm türlerinde
faaliyet gösteren tesisler için bu oranlar yüzde elli indirimli olarak uygulanacak
Bu payin mükellefleri ise bu ticari isletmelerin
yatirimcisi veya isletmecisi olan gerçek veya tüzel kisiler. Matrah ise bu isletmelerdeki faaliyetler
sonucunda elde edilen net satis ve kira gelirlerinin toplami.
Turizm payi, Katma Deger Vergisi Kanununa göre
vergi mükellefinin tabi oldugu vergilendirme dönemini takip eden ayin 24. günü
sonuna kadar ilgililerin gelir veya kurumlar vergisi yönünden bagli oldugu
vergi dairesine, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar
tarafindan ise Gelir Idaresi Baskanliginca belirlenecek vergi dairesine beyan
edilecek. Beyan edilen tutarlar ise ayni ayin yirmi altinci günü aksamina kadar
ödenecek.
Vergi dairesi tarafindan turizm payinin beyan, tarh,
tahakkuk ve tahsili ile red ve iadesinde; Vergi Usul Kanunu ve
6183 sayili Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanun hükümleri uygulanacaktir.
Tahsil edilen turizm payinin yüzde besi, genel bütçe geliri olarak ayrildiktan
sonra kalan kismi emanet hesabina alinacak ve en geç takip eden ayin yirminci
günü Ajansin banka hesabina aktarilacaktir.
Ödenen turizm payi, kurumlar vergisi ve gelir vergisi
mükellefleri tarafindan matraha esas kazancin tespitinde gider olarak dikkate
alinabilecektir. Burada “ödenen” kelimesi ile ancak ödeme yapilirsa gider
yazilabilecegi gibi bir anlam çikmaktadir ki bu sonucu ticari kazançlar ve
kurum kazançlarinin tahakkuk esasinda vergilendigi gerçegi ile bagdastirmak
mümkün degildir. Burada bir ilkeden sapma söz konusudur. Vergi mevzuati zaten
böyle böyle ilkelerini kaybetmektedir.
Turizm payinin hukuki niteligi, Anayasanin 73. maddesi
karsisinda “benzeri mali yükümlülük”tür. Çünkü vergi ve harç degildir,
resim hiç degildir. Öyle olsa idi genel bütçe geliri olurdu. Turizm payi
gelirinin sadece % 5’i genel bütçeye aktarilacaktir. Zaten Gelir Vergisinin “isletme
ile ilgili ödenen aynî vergi, resim ve harçlarin gider yazilabilecegini”
düzenleyen 40/6. maddesi dururken, turizm payinin gider yazilabileceginin 7183
sayili Kanunun 6/4. maddesinde ayrica zikredilmesi de görüsümüzü teyit etmektedir.
Bu açiklamalarimiz dogrultusunda ve 2576 sayili
Kanunun 5 ve 6. maddeleri dolayisiyla turizm payi konusunda çikacak
ihtilaflarda görevli mahkemenin, idare mahkemeleri olmasi gerekmesine karsilik
7183 sayili Kanunda görevli mahkeme olarak “vergi mahkemeleri” belirlenmistir.
Burada genel ilkelerden niçin ayrilindigi konusunda gerekçede de bir bilgiye
rastlayamadim.
Turizm payinin dogum zamaninin KDV dönemlerine
bagladiktan sonra, KDV beyan tarihinin disinda ayri bir tarihin beyanname
tarihi olarak belirlenmesi de, anlasilmasi zor hususlardandir. KDV
beyannamesinde bir satirla basitçe tahsili mümkünken, hem idareye hem payin
mükelleflerine bir yük daha çikarmak anlamsiz olmustur.
Turizm payi düzenlemesi 1 Ekim 2019 tarihinde
yürürlüge girecek ve ilk olarak bu ay için 24 Kasim günü aksamina kadar
beyanname verilmesi gerekecektir. Gerek 9 Temmuz günlü Sözcü Gazetesinde Nedim
TÜRKMEN gerek gazetemizde 16 Temmuzda yayimlanan Yilmaz SEZER, turizm payinin
Agustos itibariyle uygulanmaya baslayacagini yazdilar. Ama katilmiyorum. Çünkü
Turizm Payi, Türkiye Turizm Tanitim ve Gelistirme Ajansinin gelirleri arasinda
sayilmis, gelirlere iliskin maddenin ise 1 Ekim 2019’da yürürlüge girmesi
Kanunda hükme baglanmistir. Dolayisiyla söz konusu Ajans adina gelir tahsil
edilmesi ve gelir kaynagi olusturulmasi bu tarihten önce mümkün degildir. Gelir
maddesi 1 Ekim’de yürürlüge girecegine göre, bu maddede sayilan gelirler de
ancak bu tarihten itibaren tahsil edilebilir. Bu nedenle 1 ekim öncesi dönemler
için turizm payi hesaplanarak tahakkuk ettirilmesi mümkün degildir. Buradaki
yanilgiya, gelir maddesi için yürürlük tarihi 1 Ekim olarak belirlenirken, bu
gelirler arasinda yer alan turizm payini düzenleyen maddenin yürürlük tarihinin
genel yürürlük tarihini olarak belirlenmesi yol açmistir. Bu da son dönem
mevzuatinin ne kadar hizli ve özensiz hazirlandigini, tedvin teknigine saygi
gösterilmedigini göstermektedir.
Ancak 1 Ekime kadar bu paylari alacak ve kullanacak
olan Türkiye Turizm Tanitim ve Gelistirme Ajansinin kurulup faaliyete geçip
geçmeyecegi belli degildir. Çünkü bu ajansin kurulus ve faaliyetleri ile
gelirlerine iliskin usul ve esaslarin Hazine ve Maliye Bakanliginin görüsü de
alinarak Kültür ve Turizm Bakanliginin çikartacagi bir Yönetmelikle
belirlenecegi ve bu yönetmeligin 6 ay içerisinde çikartilacagi, 7183 sayili
Kanunla belirlenmistir. Kamunun kanunla belirlenen mevzuati olusturma sürecine
riayet konusundaki rahatligi ve 6 aylik sürenin 15 Ocak 2020’de dolacagi
dikkate alinirsa, yükümlülüge 1 Ekim olarak belirlenen yürürlüge giris
tarihinin anlamsizligi ortaya çikmaktadir. Burada hiç olmazsa bu yükümlülügün,
söz konusu ajansin kurulup faaliyete geçmesi ile baslayacaginin öngörülmesi
daha yerinde olurdu. Burada her halde ajans kuruldugunda hazir parasi olsun
diye düsünülmüs olsa gerek. Ancak olmayan kurum için para toplanmasi, yinede
bir garip.
Öte yandan bir özel hukuk tüzel kisisi gibi çalisacak Türkiye
Turizm Tanitim ve Gelistirme Ajansinin, Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayili Kanuna
göre kamu geliri temin etmesine, bu kamu gelirine iliskin çikacak ihtilaflara
vergi mahkemeleri bakmasina karsilik, ajansin bu gelir ve harcamalarini
Sayistay degil, özel hukuk tüzel kisileri (bagimsiz denetim kuruluslari)
denetleyecektir. Sayistay ancak bagimsiz denetim kurulusu raporuna bakarak
rapor hazirlayabilecek. Sayistay’in denetim teknikleri ile bagimsiz denetim
sirketlerinin denetim teknikleri arasindaki farki dikkate alirsak, burada
Sayistayin dolayli denetiminden de söz edemeyecegimiz anlasilir. Bu
düzenlemeleri de kamu denetim hukuku ile bagdastirmak bana zor gibi geldi.