DİJİTAL HİZMET VERGİSİ 2020 YILINDA ALINABİLİR Mİ?
Dr. A. Bumin DOĞRUSÖZ
Dünya Gazetesi 27.2.2020
Anayasanın 73/3. maddesinde ifadesini bulan
“verginin yasallığı ilkesi” uyarınca vergiler ancak bir kanun konulabilir,
kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Ancak bir verginin tarh ve tahsil
edilebilmesi için ortada usulünce konulmuş bir vergi kanununun bulunması
yeterli değildir. Yasama organının, kanunla koyduğu bu vergi için ayrıca tahsil
izni vermesi gerekir. Bu izin de bütçe ile gerçekleştirilir.
Doktrinde kamu bütçesi maddi anlamda
kanun olarak kabul görülmeyip bir yasama kararı olarak nitelendirilmekle
birlikte Anayasanın 161. maddesinde bütçe, “kanun” olarak nitelendirilmiştir.
Bütçe, yasama organının bir yıl için yürütme organına verdiği gelirleri toplama
ve harcamaları yapma yetkisini ifade eden bir hukuk metnidir. Dolayısıyla bütçe
kanunları ile tahsil yetkisi verilmeyen hiç bir kamu geliri, bütçe kanunun
döneminde tarh edilemez. Aynı şekilde bütçe kanunu ile ödenek ayrılmayan hiçbir
kamu hizmeti için de harcama yapılamaz. Zira
bütçenin bir amacı da kamunun saydamlığını ve bu yolla kişilerin hukuki
güvenliğini sağlamaktır.
Nitekim bu ilkelere dayanan ve “kalkınma
planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu
kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve
kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu
malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını,
uygulanmasını, tüm malî işlemlerin
muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemek”
amacıyla kabul edilen 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda
bütçe; “Bütçe: Belirli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların
uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe
konulan belge” şeklinde tanımlanmıştır. Bu Kanunun 13. maddesinde “(…) kamu
malî işlemlerinin kapsamlı ve saydam bir şekilde görünmesini sağlar. Tüm gelir
ve giderler gayri safi olarak bütçelerde gösterilir (…)Kamu idarelerinin tüm
gelir ve giderleri bütçelerinde gösterilir.” Hükümleri yer almıştır. Yine bu
Kanunun “Gelirlerin Dayanakları” başlıklı 37. Maddesinde; “Vergi, resim, harç
ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.”
Denildikten sonra “Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelirlerinin
kanuni dayanakları bütçelerinde gösterilir. Bütçelerde yer alan gelirler,
ilgili kanunlarında belirtilen usullere göre tarh, tahakkuk ve tahsil edilir.
Genel bütçe gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsili Hazine ve Maliye Bakanlığı
veya tarh ve tahakkuka ilgili mevzuatına göre yetkili idareler tarafından
yapılır” hükmüne yer verilmiştir.
Yıllık bütçeler Kanun kısmının yanı sıra
Kanunun eki niteliğinde cetvellerden oluşur. (A) cetvelinde ödenekler
(idarelere göre harcama sınırları), (B) cetvelinde ise bu harcanacak paralar
için toplanacak gelirlerin tutar olarak tahmini ve (C) cetvelinde ise B
cetvelinde gösterilen kamu gelirlerinin yasal dayanakları yer alır. Bu cetvelde
toplanacak gelirler gösterilen yasal dayanaklar içerisinde yer almayan hiçbir
gelir, yasaya dayansa dahi tahsil edilemez. Nitekim 1963 yılında 196 sayılı
Kanunla kabul edilmiş Dış Seyahat Harcamaları Vergisi, 1983 ve 1984 yıllarında
Bütçe Kanununda gelir kaynaklarının yasal dayanaklarına ilişkin cetvelde (C
Cetveli) adının zikredilmemiş olması dolayısıyla alınamamıştır. (Bu vergi daha sonra 2989 saylı Kanunla
kaldırılmıştır)
Tabii ki (C) cetvelinde yer alacak yasal
dayanaklar bütçenin kabul tarihine kadar kabul edilmiş yasal dayanaklardır. İşte
burası çok önemli. Bütçe kanununa kadar kabul edilmiş bütün vergi kanunlarının
adlarının tek tek (C) cetvelinde yer alması gerekir. Aksi halde tahsil
edilemezler. [Bazen bütçe yılı içerisinde yasama organı yeni bir vergi ihdas
edebilir. Bu kanun ve dolayısıyla ihdas ettiği vergi, doğal olarak kendisinden
önce kabul edilmiş bütçe kanununda yer almaz. Ancak bu durumda bütçeden sonra
kabul edilmiş kanunla yasakoyucunun iradesini değiştirdiği ve sonraki kanun ile
zımnen tahsile cevaz verdiği kabul edilmektedir).
Dijital Hizmet Vergisi 5.12.2019 tarihinde
kabul edilip 7 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı
Kanunla kabul edilmiştir (Ancak yürürlük tarihi daha ileriki bir tarih olarak
belirlenmişse de bunun konumuz açısından bir önemi yoktur, zira 8 Aralık günü
henüz uygulamaya girmemiş olsa bile böyle bir vergi vardır ve bunu yasa koyucu dahil herkes
bilmektedir). Dijital hizmet vergisi her hangi bir kanun içerisinde
düzenlenmemiş, doğrudan 7194 sayılı Kanunun düzenlemesi olarak mevzuatımıza
girmiştir (Buna karşılık konaklama vergisi Gider Vergisi Kanunu içerisinde,
değerli konutlar vergisi Emlâk Vergisi Kanunu içerisinde düzenlenmiştir)
2020 yılı ise Bütçe Kanunu ise 7197 sayılı
Kanun numarası ile 21.12.2019 tarihinde kabul edilmiş ve 31.12.2019 tarihli
mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
7197 sayılı Bütçe Kanununun B cetvelinde
tahmini gelir tutarı olarak dijital hizmet vergisi gelirine ve C cetvelinde
tahsil edilecek gelirlerin yasal dayanağı olarak 7194 sayılı Kanuna yer
verilmemiştir.
O halde doğal olarak vardığım sonuç,
yasakoyucunun 5 Aralıkda kabul ettiği kanunu unuttuğu da düşünülemeyeceğine
göre, yasakoyucunun Bütçe Kanununun B ve C cetvellerinde bu vergiyi ve yasal
dayanağını zikretmemekle dijital hizmet vergisinin 2020 yılında bu verginin
tahsilini uygun görmediğidir. O halde Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020 yılında
bu vergiye ilişkin beyanname alamaz.
Burada bir not olarak belirteyim, aynı husus
7194 sayılı Kanunla ihdas edilen konaklama vergisi için geçerli değildir. Zira
konaklama vergisi, Gider Vergileri Kanunu içerisinde düzenlenmiş ve Bütçe
Kanununun C Cetvelinde Gider Vergisi Kanununa yer verilmiştir.
Galiba dijital hizmet vergisi beyannameleri
de ihtirazi kayıtla verilip yargıya taşınacak.