IKI NUMARALI IHBARNAME VE DAVA
YOLU
(10.3.2016 / DÜNYA Gazetesi)
Hem
Anayasanin 2. maddesinde vurgulanan hukuk devleti olmanin geregi olarak hem de
Anayasanin 125. maddesinin açik hükmü sonucu, idarenin her türlü eylem ve
islemine karsi yargi yolu açiktir. Bu
düzenlemelerin dogal sonucu olarak, birer idari islem niteliginde olan
vergilendirme islemleri de yargi denetimi disinda tutulamaz.
Uygulamada
en sik karsilasilan vergilendirme islemleri, ikmalen ve re’sen yapilan
tarhiyatlari ilgilisine (mükellefe veya vergi sorumlusuna vb.) teblig eden
“vergi / ceza ihbarnameleridir. Hiç süphesiz bu ihbarnameler de dava konusu
edilebilir.
Ihbarnameler
aleyhine açilan davalarda verilen kararlarin büyük çogunlugu “kabul (ihbarname
ve istenen verginin iptali)”, “red
(ihbarname ve istenen verginin onanmasi)” veya kismen kabul /kismen red (ihbarname
ve istenen verginin kismen iptal edilmesi kismen de onanmasi)” seklinde
olusmaktadir. Baskaca karar tipleri de vardir, ama simdilik bunlar konumuzun
disinda.
Mükelleflerin
davalarinin tamamen veya kismen reddedilmesi halinde, karara karsi hiç
süphesiz, itiraz veya temyiz haklari vardir. Ancak bu sekilde verilen kararlara
karsi itiraz veya temyiz yoluna gidilmesi, dava konusu islemin icrasini
durdurmaz. Icranin durmasi için üst idari yargi merciinden yürütmenin
durdurulmasi kararinin alinmasi gerekmektedir.
Yürütmenin
durdurulmasi halini bir kenara birakarak, mahkemenin kararinin tamamen veya
kismen red seklinde olmasi halinde, kaybedilen dava konusu tutarin (vergi ve
ceza) ve dava konusu vergi borcunun normal vade tarihinden mahkeme kararinin
idareye tebligine kadar isleyen gecikme faizinin hemen ödenmesi gerekmez.
Çünkü
Vergi Usul Kanununun 112. maddesine göre idarenin vergi mahkemesi kararini da
nazara alarak sonuca göre yeniden bir ihbarname düzenlemesi ve ilgilisine
teblig etmesi gerekmektedir. Bu ihbarnamede hem ilk yapilan tarhiyata iliskin
rakamlar hem de vergi mahkemesi kararina göre olusan ve dolayisiyla ödenmesi
gereken tutarlar yer alir. Mükellef davasini tamamen kaybetmisse, bu rakamlar
ayni olacak, kismen kaybetmisse farkli olacaktir.
IHB
2 kodu ile düzenlenen bu ihbarnameye uygulamada “iki numarali ihbarname” veya
“ikinci ihbarname” de denilmektedir.
Bu
iki numarali ihbarnamede ayrica, mükellef davasini tamamen veya kismen
kaybetmisse, mahkeme karari uyarinca ödemeye mahkûm edildigi yargi harçlari ile
gecikme faizi de yer alir.
Mahkemenin
red veya kismen red karari sonucu ödenmesi gereken tutarlarin ve gecikme faizi
ile yargi harçlarinin, iste bu ihbarnamenin tebliginden itibaren bir ay içinde
ödenmesi gerekmektedir.
Uygulamada
bu konuda en çok duraksama yasanan hususlardan birisi de, bu iki no’lu
ihbarnamenin de, ilk ihbarname gibi ayrica dava konusu edilip edilemeyecegidir.
Iki
numarali ihbarname, dava konusu edilen tutarlar, yani vergi ve ceza için, vergi
mahkemesi karari ile uyumlu olmasi kosulu ile yeni bir borç doguran bir idari
islem olmadigi, bir bildirim niteliginde oldugu için dava konusu edilemez.
Zaten bu gibi bir durumda iki numarali ihbarnamenin dava konusu edilebilecegini
kabul etmek, bu davaya bakacak mahkemeyi, ilk karari veren mahkemenin üzerine ve
onun denetimini yapar konuma koymak, yani bu davaya bakacak mahkemenin temyiz
veya itiraz mercii durumuna getirmek sonucunu dogurur. Bu da hukuken mümkün
degildir.
Ancak
iki numarali ihbarnamede vergi mahkemesi kararina göre ödenmesi gereken tutarlar
ile mahkeme kararina göre olusan sonuç farkli ise, örnegin 200 liralik tarhiyat
aleyhine açilan davada mahkemenin tarhiyatin 100 lirasini iptal etmesine ragmen
Iki numarali ihbarnamede mahkeme kararina göre ödenmesi gereken tutar 120 lira
yazilmissa, bu fark, yani 20 liralik kisim yeni bir dava konusu yapilabilir.
Ayni husus, yargi harçlari için de geçerlidir.
Öte
yandan iki numarali ihbarnamede yazili “gecikme faizi”, ilk defa bu ihbarname
ile dogmaktadir. Iki numarali ihbarname özünde, gecikme faizi için iki numarali
degil, bir numarali ihbarnamedir. Bir baska deyisle Iki numarali ihbarname, gecikme
faizi açisindan tarh islemini yapan idari islemdir. Bu nedenle iki numarali
ihbarnamenin gecikme faizi yönünden dava konusu edilmesi mümkündür. Zaten Danistay’in
yerlesik içtihadi da bu yöndedir.
Benzeri bir durumda uzlasmalar sonrasinda düzenlenen tahakkuk fislerinde yasanmaktadir. Bu tahakkuk fislerinde gecikme faizi de yazilmaktadir. Ancak gecikme faizi tahakkuk fisine yazilmakla tahakkuk etmez. Tahakkuk fisi burada gecikme faizi açisindan tarh islemini ifade etmektedir. Zira tarh islemi olmadan tahakkuk olmaz. Bu nedenle gecikme faizi dolayisiyla tahakkuk fisine karsi dava 30 günlük sürede açilabilir.
Gerek
2 no’lu ihbarname gerekse uzlasma sonucu düzenlenen tahakkuk fisi, gecikme
faizi yönünden tarh islemini ifade ettiginden, dava açilmakla, Idari Yargilama
Usulü Kanununun 27. Maddesi uyarinca yürütme kendiliginden durur ve dava sonuna
kadar ödeme emrine baglanarak cebri takibe konu edilemez.