"Vergi Usûl Kanunu Tasari Taslagi'nda “Vergi incelemesi”
(Dünya Gazetesinde 05.03.2016
tarihinde yayimlanmistir)
Dr. Basar SOYDAN /
Marmara Üniversitesi Iktisat Fak. Mali Hukuk Ana Bilim Dali
Bilindigi üzere vergi gündeminin en taze konularindan biri, ‘özel bir idari
usûl kanunu’ niteligindeki, Vergi Usûl Kanunu'nun (VUK) yenilenmesi konusudur.
Hazirlanan tasari taslagi (Taslak) hakkindaki ‘kamuoyu’nun görüs, yorum ve
degerlendirmeleri devam etmektedir. Biz de, misafir yazar olarak kaleme
aldigimiz bu yazimizda, dogrudan ‘vergi incelemesi (inceleme)’ müessesesine
iliskin hükümlerin Taslak’ta nasil düzenlendigine yönelik tespitlerde bulunmaya
çalisacagiz.
Taslak’ta, 213 sayili VUK’a göre, inceleme müessesesine yönelik kapsamli
bir degisiklik getirilmedigi görülmektedir. Müessesenin, diger vergi denetim
araçlariyla birlikte, kanun sistematigindeki yerinin korundugu; çogu maddenin
de Taslaga ‘aynen’ alindigi görülüyor.
‘Maksat’ ile ilgili madde 98’de göze çarpan bir yenilik, inceleme
elemanlarina, gerekli gördügü hallerde bilirkisiye basvurma yetkisinin verilmis
olmasidir. Bu durumda, 213 sayili VUK’ta takdir komisyonlarina verilen yetki
(madde 74), inceleme elemanlarina da tesmil edilmis bulunuyor. Bilirkisilik
müessesesinin mahiyeti itibariyle vergi islerinde de bu müesseseye ihtiyaç
duyuldugu/duyulabilecegi düsünüldügünde, getirilen bu yetki, bizce
yerindedir.
‘Incelemeye yetkililer’e iliskin m madde 99’da, incelemeye yetkililerin
kimler oldugu sayilmis olmakla birlikte; 213 sayili VUK’ta Gelir Idaresi
Baskanligi’nin merkez ve tasra teskilatinda, müdür kadrolarinda görev yapanlara
verilmis bulunan ‘ihtiyarî’ yetkinin, Taslak’ta ‘aslî yetki’ye tahvil edildigi
görülmektedir. Vergi denetimi ve vergi incelemesi, özel bir egitim ve formasyon
gerektiren bir is; öte yandan da ‘özel bir yetki (ve görev)’ oldugu için; bize
göre bu yetkinin, her hâlde, söz konusu egitimi ve formasyonu edinmis denetim
elemanlari tarafindan kullanilmasi gerekmektedir. Bu nedenle inceleme
elemanlari disindakilere verilmis bulunan vergi inceleme yetkisinin, vergi
denetim ve inceleme elemanlari eliyle kullanilacak sekilde düzenlenmesi
gerektigi kanisindayiz.
‘Hüviyet ibrazi’na iliskin m.100’de de 213 sayili VUK’a paralel bir
düzenleme görülmektedir. Bizce, vergi incelemesine ‘yetkili’ olundugunu
belirten resmî kimlik (hüviyet) belgesi ile vergi incelemesine, mükellef,
kapsam, yer ve zaman itibariyle, ‘görevli’ olundugunu gösteren belgenin ayiriminin
daha açik sekilde yapilmasi ve Kanun’da, incelemeye baslarken bu iki belgenin
de ibrazini içerecek sekilde, daha açik bir düzenleme yapilmasi gerekmektedir.
‘Incelemeye tâbi olanlar’a iliskin madde 101 de 213 sayili VUK ile
paraleldir. Burada, incelemeye tâbi olmak (dogrudan muhatap olmak) ile mükellef
ve/veya sorumlu olmayip da yürütülen bir vergi incelemesinde kendilerinden
bilgi ve belge sorulacak olanlari (dolayli muhatap olmak) ayirarak bu temelde
düzenleme yapilmasi gerekmektedir.
‘Inceleme zamani’na iliskin m.102 de 213 sayili VUK’taki düzenlemeyle
aynidir. Uygulamada, tipki ‘mükerrer vergilendirme’ gibi ‘mükerrer inceleme’nin
de yapildigi; en azindan, bu hükmün buna cevaz verdigi ve bunun hukuka aykiri
oldugu konusunda hem doktrin hem de yargi içtihadi bulunmaktadir. Bu nedenle,
özellikle, ‘mükerer inceleme’ konusunda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç oldugu
kanisindayiz.
‘Incelemenin yapilacagi yer’e iliskin madde 103’te, incelemelerin, esas
itibariyle, incelemeye tâbi olanin isyerinde yapilacagina yönelik kuralin,
“…veya dairede…” kayitlamasiyla degistirilerek; “ya o ya bu” seklinde bir
düzenlemeye gidildigi görülmektedir. 5432 sayili ilk VUK’tan bu yana gelen,
incelemenin esas itibariyle isyerinde yapilmasi kuralinin, fiilî olarak
‘dairede inceleme’ye dönüstügü bilinmektedir. Esasinda, bunun hakli gerekçeleri
de bulunmaktadir. Bizce burada önemli olan, ilk görüsmede inceleme yerinin
karsilikli anlasma ve anlayisla tâyin edilmesidir. Incelemenin is yerinde
yapilmasinin mümkün olmadigi durumlarda zaten 2. fikra, incelemenin dairede
yapilmasina yetki ve cevaz vermektedir.
‘Incelemede uyulacak esaslar’a iliskin madde 104 de, büyük oranda, 213
sayili VUK’a paralel sekilde ve içerikte düzenlenmis bulunmaktadir. Inceleme
esaslarini düzenleyen bu kapsamli maddenin irdelenmesi ayri bir yazinin konusu
olabilir. Taslak’ta, yurtdisindan bilgi istenmesi hâlinde, tarh zamanasimi
süresinin bu durumdan etkilenmeyecegi kaydiyla, inceleme süresinin duracagina
iliskin hüküm, bir yenilik oldugu görülüyor. Her ne kadar Idare lehine olsa da,
esasinda, 6009 sayili Kanun ile ‘inceleme süreleri’ne yönelik olarak getirilen
bu düzenleme ile inceleme sürelerinin, tartismaya mahâl vermeyecek sekilde,
yükümlü hukukuna yönelik olmak üzere, “Idare’yi baglayici” süreler oldugunun teyit
edildigi görülüyor. Bu nedenle düzenleme, süresi içinde incelemenin
bitirilmedigi durumlarda inceleme isleminin usûl yönünden sakatlanacagini
belirtmemek yönünden, eksik bir düzenlemedir. Burada esas olan, inceleme
sürelerine kat’i surette riâyet edilmesi, aksi durumun islemleri
sakatlayacagidir. Incelemeyi bitirememenin sorumlulugunun yükümlüde degil
Idare’de oldugu gerçegini kabul etmek gerekir. Ilgili maddenin son fikrasinda,
213 VUK’ta oldugu gibi, detayli düzenlemeler, çikartilacak Yönetmelik düzenlemelerine
birakmistir.
‘Inceleme tutanaklari’na iliskin son madde de 213 VUK’un ilgili maddesiyle
paraleldir.
Sonuç olarak, ‘Vergi Incelemesi’ müessesesi konusunda Taslak’ta ‘esasli’
degisiklik ve/veya yenilikler getirilmedigi görülmektedir. ‘Vergi incelemesi’,
‘yoklama’ ile birlikte, ‘vergi denetimi’nin ‘asil’ araçlari; ‘arama’ ile ‘bilgi
toplama’ ise ‘yardimci’ araçlardir. Vergi denetimi öte yandan, vergilendirmenin
de bir fonksiyonu olup; Idare açisindan bir ‘yetki’ ama ayni zamanda bir
‘sorumluluk’tur. Bu durum, yükümlüler açisindan da çesitli ‘ödevler’ ama ayni
zamanda da çesitli ‘haklar’ getirir. Bu nedenle müessesenin bu bütünlük içinde,
bir çati kavram olan ‘denetim’ basligiyla ele alinmasi ve denetim
fonksiyonunun, yetkiler, sorumluluklar, ödevler ve haklar gibi bütün genel
esaslari içerecek sekilde, daha sistemli olarak, yeniden düzenlenmesi gerektigi
kanaâtindeyiz.