Örtülü sermaye faizinde düzeltme uygulamasi
Dünya Gazetesi / 7.4.2016
Kurumlar
Vergisi Kanunu'nun 11. maddesinde kurum kazancinin tespitinde örtülü sermaye
faizinin gider kabul edilmeyecegi açiklanmis, "örtülü sermaye"
müessesesi ise, 12. maddede düzenlenmistir. Bu düzenlemeye göre, kisaca,
özsermayenin üç katini asan iliskili kisiden yapilmis borçlanmalar, asan kismi
itibariyle, örtülü sermaye olarak kabul edilecek ve bu borçlanma karsiligi
yapilan kur farki, faiz, vade farki gibi ödemeler gider yazilamayacaktir.
Gider
yazilamayan faiz veya faiz kismi Kanunda, elde eden açisindan da temettü (kâr
payi) olarak kabul edilmistir. Bu düzenlemeye göre elde ettigi faiz kâr payi
kabul edilen kisi, kurum ise elde ettigi faizi (yani kâr payini) istirak
kazançlari istisnasindan yararlandiracak, gerçek kisi ise kosullari varsa
menkul sermaye iradi olarak beyan edecektir.
Borç alan
kurumun örtülü sermayeyi olusturan borcun faizini kanunen kabul edilmeyen
giderleri arasina almayip matrahtan indirildigi tespit edilirse, bu husus bir
re’sen tarhiyat sebebi olusturmaktadir. Burada gider yazilan faiz tutari matrah
alinarak re’sen kurumlar vergisi tarhiyati yapilmasi gerekmektedir. Çünkü kanun
örtülü sermayenin faizini dagitilan kâr olarak kabul etmistir. Bu durum ayni
zamanda bu faizi gelir yazan kurumda da düzeltme yapilmasini, elde edilmis ve
kâr payi kabul edilen faizin gelirler içerisinden çikartilarak istirak
kazançlari istisnasi kapsamina alinmasini gerektirmektedir. Ancak Kanun, borç
veren kurumda bu düzeltmenin yapilmasini, bir baska anlatimla bu faizi gelir
yazilmasi dolayisiyla fazla ödenen kurumlar vergisinin ret ve iadesini, örtülü
sermayeyi kullanan kurum adina tarh edilen vergilerin kesinlesmis ve ödenmis
olmasini sart kosmaktadir.
Örtülü
sermayeyi kullanan kurumda faiz tutari matrah alinarak yapilan vergi tarhiyati
neticesinde vergi çikmamasi durumunda, bu sart uyarinca, borç veren kurumda da
düzeltme yapilamayacak, faiz istirak kazançlari istisnasi kapsamina
alinmayacaktir.
Borç
kullandiran kurumda faizin istirak kazançlari istisnasi kapsamina alinmasi için
örtülü sermayeyi kullanan kurum adina tarh edilen vergilerin kesinlesmis ve
ödenmis olmasi kosulu Kanunda, örtülü sermayeyi kullanan kurum aleyhine faizi
giderlestirmemesi dolayisiyla re’sen tarhiyat yapilmasi hali için
öngörülmüstür.
Öte yandan
uygulamada, ki daha çok holding veya grup sirket yapilandirmalarinda, borcun
örtülü sermayeyi olusturdugunu, borç iliskisinin iki tarafi da pek çok halde
baslangiçta bilmekte ve bu yüzden baslangiçtan itibaren borç alan faizi kanunen
kabul edilmeyen gider (KKEG) yapmakta, borç veren de aldigi faizi istirak
kazançlari istisnasindan yararlandirmaktadir. Oysa bu uygulama yasa karsisinda
olagandir ve bir sorun yoktur. Burada alacakli kurum nezdinde bir “düzeltme”den
degil, “uyumlu hareket”den söz edilebilir.
Ancak
uygulamada bu uyumlu hareket tarzini da Maliye Bakanligi, yukarida aktardigimiz
“düzeltmede”ki sart kapsaminda degerlendirmektedir. Yani düzeltmede aranan,
borçlu için re’sen vergi tarh edilmis ve bu verginin ödenmis olmasi kosulunu bu
duruma da uygulamakta ve borç alan faizi KKEG yapsa dahi, diger tarafin istirak
kazanci istisnasindan yararlanmasini, borç alanin vergi ödemesi kosuluna
baglamaktadir. Bu durumda, borçlu kurumun mali zarari dolayisiyla vergi
ödememesi halinde, borç veren kurumunda aldigi faiz için istirak kazançlari istisnasindan
yararlanamayacagi kabul edilmektedir. Yakin tarihli özelgelerde ortaya konulan
görüs bu sekildedir.
Yukaridaki
açiklamalarimizi 14 ve 21 Temmuz tarihinde yayimlanan yazilarimizda yapmis,
konuya iliskin görüsümüzü ve konuya iliskin vergi mahkemesi kararlarini
aktarmis, konuya iliskin son sözü Danistay’in söyleyecegini de
belirtmistik.
Elimize
ulasan bir Danistay Karari ile yüksek mahkemenin bu konudaki ilk görüsü ile
ortaya çikmistir.
Danistay 4.
Dairesi, örtülü sermaye kullanan kurumun borç veren kuruma ödedigi faizi
kanunen kabul edilmeyen gider yazdigi, borç veren kurumun ise borcu kullanan
kurumun zararli olmasi dolayisiyla aldigi faizi istirak kazançlari
istisnasindan idari anlayis dogrultusunda yararlandirmamakla birlikte
yararlanmasi gerektigi görüsü ile ihtirazi kayitla beyan ettigi bir olayda
ihtirazi kayit kabul edilmeyerek yapilan tahakkuka karsi açilan davayi kabul
eden Istanbul 5. Vergi Mahkemesi'nin kararini bozmustur. Daire, oy çoklugu ile
verdigi E.2012/4518 K.2016/202 sayi ve 1.2.2016 tarihli kararinda, bu sekildeki
bir olayda faiz gelirlerine kâr payi muamelesi yapilarak düzeltme yoluyla kurum
kazancindan indirim imkâni saglanmasi sebepsiz yere hazinenin vergi
kaybetmesine neden olacagi gibi vergilendirme islemlerinde de mükellefler
arasinda adaletsizlige ve esitsizlige yol açilmis olunacagi, gerekçesine
dayanmistir.
Kararin
gerekçesine önceki yazimda açikladigim görüslerle katilma olanagi bulamadigim
gibi karar gerekçesi, ödedigi faizi kanunen kabul edilmeyen zarar yazarak ileri
yila naklettigi zarari azaltan kurumun ileri ki, yillarda vergi öder hale
gelmesi halinde, faiz tutarinin her iki kurumda da ayni vergiye tabi
tutulmasinin yaratacagi mükerrer vergileme, esitsizlik ve hazine lehine
olusacak sebepsiz zenginlesmenin nasil giderilecegini de
açiklayamamaktadir.
Burada borç
kullanan kurumun ileride vergi öder hale geldiginde, geçmis yil zararini
düstükten sonra ödedigi verginin söz konusu faize isabet edip etmedigini
belirleme olanagi olmadigi gibi borç veren kurumun o yilda düzeltme talep
ederek ödedigi vergiyi geri talep etmesi de pek çok halde tarh zamanasimi
engeline takilacaktir.
Gerek burada
gerek transfer fiyatlandirmasinda düzeltme talep konusunda tarh zamanasiminin
islemeyecegine iliskin bir düzenlemenin kanunda olmayisi, zaten baslica
adaletsizlik kaynagidir.