VERGI TEKNIGI RAPORUNUN SONRADAN TEBLIGI

18.07.2017 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4778 görüntülenme YAZDIR

VERGI TEKNIGI RAPORUNUN SONRADAN TEBLIGI

Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ

Dünya Gazetesi / 18.7.2017

Vergi Usul Kanununun vergi ve /veya ceza tarhiyatlarini ifade eden mükelleflere bildirimini saglayan ihbarnamelerin ekinde bulunmasini gereken belgeleri düzenleyen 35 ve 366. maddeleri incelendiginde, tarhiyatin sebep, hukuki dayanak ve idarenin bu konudaki saptama ve yorumlarini içeren inceleme raporlarinin da birlikte tebligi gereginin hükme baglandigi görülmektedir. Bu zorunluluga idare de uymaktadir.

Bu zorunluluk veya gereklilik, idarenin hukuka uydugunu ve takdir haklarini ne yönde kullandigini göstermesi kadar, söz konusu islemlere muhatap olanlarin izleyecekleri hukuki süreci belirlemeleri ve savunma haklarini kullanabilmeleri açisindan da önem tasimaktadir.

Vergi idaresi bazi incelemelerde tarhiyatin sebep, hukuki dayanak, idari anlayis ve yorumlari ile tespitlerini “vergi teknigi raporu” adi verilen raporlarda belirtmekte, daha sonra bu rapordan hareketle üretilmis türev raporlarla tarhiyat yapma yoluna gitmekte, mükelleflere ise sadece türev raporlari ihbarname ile birlikte teblig etmekte, buna karsilik vergi teknigi raporlarini teblig etmeyerek mükelleften gizleme yoluna gitmektedir.

Böylesi bir uygulamanin mükellef haklarina aykiriligini, tarhiyatin tebligini esasa etkili olacak derecede usulsüz kildigini, nitekim uygulama yargi mercilerinin bu gibi durumlarda tebligi iptal cihetine gittiklerini daha önce pek çok defa yazmistim.  

Simdilerde idare, yine vergi teknigi raporunu gizleyerek ihbarnamelerle birlikte sadece türev raporlari teblig etmekte, mükelleflerce açilan davalarda tebligat usulsüzlügünün ileri sürülmesi halinde, vergi teknigi raporunu sonradan ve ayrica teblig yoluna gitmektedir.

Idare tarafindan izlenen ve anlamlandirmakta güçlük çektigim bu yolun, açilmis davalara etkisini bu yazima konu etmek istiyorum.  

Vergi mahkemeleri, vergi teknigi raporunun ihbarname ekinde bulunmamasi ve dava açilmasindan önce ayrica dahi olsa teblig edilmemis olmasi halinde, ihbarnamelerin tebligini esasa etkili sekilde hukuka aykiri bularak iptal etmektedir. Bu konuda vergi mahkemeleri kararlarinda; “davaciya ihbarname teblig edilmesi esnasinda inceleme raporu ile birlikte söz konusu raporlarin dayanagi olan vergi teknigi raporu teblig edilmeyerek, savunma hakkinin engellendigi, vergi teknigi raporunun sonradan teblig edilmesinin, davaciya tam ve eksiksiz bir sekilde savunma hakki tanindigini göstermeyecegi” gerekçesine dayanmaktadir. Hatta mahkemeler, bu kararlara karsi Danistay Dairelerince verilen bozma kararlari karsisinda israr kararlari vermektedirler (Örnegin, Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 10.06.2014 gün ve E.2014/848, K.2014/1523 sayili Karari).

Ancak Danistay Vergi Dava Daireleri Kurulu, dava sirasinda vergi teknigi raporunun idare tarafindan teblig edildigi ve özellikle davacinin 2. cevap dilekçesinde bu konuda açiklamalarda bulundugu ve karsi delillerini ekledigi hallerde, mükelleflerin savunma haklarina kavustugu ve artik tebligattaki esasa etkili sekil aykiriliginin ortadan kalktigi görüsündedir. Verilen israr kararlari bu gerekçe ile bozulmaktadir (Örnegin; Danistay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun E. 2016/82 K. 2016/83 sayi ve 10.2.2016 günlü; E. 2016/401K. 2016/444 sayi ve 13.4.2016 günlü Kararlari)

            Bu bozma kararlarina, kisinin baslangiçta kisitlanan savunma ve hukuki yol seçiminin sonradan telafi edilemeyecegi, esasa etkili tebligat hatalarinin ancak yeni bir tebligatla giderilebilecegi, kisinin idarenin belirlemelerine göre uzlasma, indirim gibi yollar arasinda tercih yapma hakkinin yok edilmesi, yargilama usulündeki dilekçelesme hakkinin zedelenmis olmasi gibi gerekçelerle katilmak pek mümkün degildir.

Danistay’in, tebligatin iptal edilmesi halinde yeni tebligatin yapilmasina zamanasimi sürelerinin elvermeyecegi ve be nedenle hazinenin kayba ugramasini önleme amaciyla bu sekilde içtihat olusturdugu seklindeki görüslere ise inanmak istemedigimi de belirteyim. Zira hazine ile mükellef arasinda tarafsiz ve bagimsiz olarak hukuku gerçeklestirmekle yükümlü bir kurumun bu sekilde hareket edebilecegini ileri sürmek pek mümkün degildir.

Bu nedenle mükelleflerin dava sirasinda kendilerine vergi teknigi raporu teblig edilmesi halinde, mahkemelerin artik esas açisindan incelemeye geçebilecegini de dikkate almasi gerekmektedir.

Öte yandan Danistay Daire ve Genel Kurulunun, vergi teknigi raporunun hiç teblig edilmemesi haline iliskin güzide görüsünü 17.4.2015 tarihli yazimda (bu yaziya gazetemizin web sayfasindan veya www.bumindogrusoz.com adresinden ulasabilirsiniz) aktarmistim. Orada belirttigim içtihatlarin aksine bir içtihada rastlamadigimi da, yaniltici olmamak için belirtiyorum.