Yeni Çek Kanunu’nun ilginç düzenlemeleri

28.12.2009 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3548 görüntülenme YAZDIR

Yeni Çek Kanunu’nun ilginç düzenlemeleri
28 Aralik 2009, A.Bumin DOGRUSÖZ

Geçen günlerde, çeki, hukuksal durumunu ve çek suçlarini düzenleyen 5941 sayili Çek Kanunu 20.12.2009 günlü Resmi Gazete’de yayimlandi. Bu kanunla, önceki 3167 sayili Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunmasi Hakkindaki Kanun yürürlükten kaldirildi. Ancak eski kanun bazi kosullarin varligi halinde geçici bir süre daha uygulanma alani bulabilecek. 
5941 sayili kanun, çek defterlerinin içeriklerini, çek düzenlenmesini, kullanimini, çek hamillerinin korunmalarini ve kayitdisi ekonominin denetim altina alinmasi önlemlerine katkida bulunmaya iliskin esaslari, çekin karsiliksiz çikmasi ve belirlenen diger yükümlülüklere aykirilik hallerinde ilgililer hakkinda uygulanacak yaptirimlari düzenlemektedir. 
Çek Kanunu özellikle hamiline çek düzenlenmesini kisitlamis, özel kosullara baglamistir. Bu kosullar incelendiginde kisilerin adeta hamiline çek kullanmaktan caydirilmaya çalisildigi açikça görülmektedir. Hamiline çek konusunu geçen günlerde Veysi Sevig Hoca kösesinde ayrintili olarak irdeledigi için (Bkz. 22.12.2009 günlü Referans gazetesi), burada tekrar bu konuya girmiyorum. 
Ancak Çek Kanunu incelendiginde çok ilginç düzenlemelere de rastlamak mümkündür.
Bankalar, çek hesabi açtirmak isteyenlerin yasaklilik durumuna iliskin adli sicil kayitlarini, açik kimliklerini saptamak için fotografli nüfus cüzdani, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerlesim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarini, tacir olanlarin ayrica ticaret sicili kayitlarini, esnaf ve sanatkâr olanlarin ise esnaf ve sanatkâr sicili kayitlarini almak ve çek hesabinin kapatilmasi halinde bunlari, hesabin kapatildigi tarihten itibaren on yil süreyle saklamakla yükümlü tutulmuslardir. 
Çek hesabi ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzasi olmadan açilamayacaktir. Çek hesabi açilmasini veya mevcut çek hesabindan çek defteri verilmesini isteyen kisi, her defasinda tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadigi ve kendisi hakkinda çek düzenleme ve çek hesabi açma yasagi bulunmadigi hususunda bankaya yazili beyanda bulunur. Tüzelkisiler adina verilecek beyannamede ayrica, tüzelkisinin yönetim organinda görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kisilerin çek düzenleme ve çek hesabi açma yasagi bulunmadigi da belirtilecektir. 
Bu düzenlemelere göre bir tüzelkisinin çek hesabi olabilmesi veya mevcut hesabindan çek defteri alabilmesi için yönetim organinda görev yapanlarin, temsilcisi olanlarin veya imza yetkilisi olan kisilerin haklarinda çek düzenleme ve çek hesabi açma yasagi bulunmamasi gerekmektedir. 
Bütün tüzelkisiler ve sermaye sirketleri, simdi bu organ veya görevlerde bulunanlarin durumlarini gözden geçirmek zorundadir. Aksi halde çek defterleri olamayacaktir. 
Hakkinda çek düzenleme ve çek hesabi açma yasagi bulunan kisinin, bu suçtan verilen adli para cezasini ödemis olmasi veya ödeyememesi sebebiyle hapis cezasini çekmis olmasi halinde dahi bu yasak en az üç yil daha sürecegi için, bu kisinin çalisma hürriyeti bize göre bu süre zarfinda kisitlanmis olmaktadir. Kanun infaz edilmis bir cezanin sonuçlarini, cezanin infazindan sonraya da tasiyarak bir özgürlügü kisitlamistir. Bu düzenlemenin anayasa karsisindaki durumu bizce tartisilmasi gereken bir husustur. 
Karsiliksiz çikan çeklerde çek karsiligini ilgili banka hesabinda bulundurmakla yükümlü olan kisi, dogal olarak, çek hesabi sahibidir. Çek hesabi sahibinin tüzelkisi olmasi halinde, bu tüzelkisinin mali islerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organinin üyesi, böyle bir belirleme yapilmamissa yönetim organini olusturan gerçek kisi veya kisiler, çek karsiligini ilgili banka hesabinda bulundurmakla yükümlü tutulmuslardir. Bu düzenlemeye göre karsiliksiz çek sorumlulugu, mali islerden sorumlu yönetim kurulu üyesi varsa o, yoksa bütün yönetim kurulu üyeleridir. Burada yönetim kurulu üyesinin sirketi temsile yetkili olup olmadigi ayrimin yapilmamasi da bize göre yanlistir. 
Ilginç sayilabilecek bir diger düzenleme de kanunun 4. maddesinde yer almistir. Bu düzenlemeye göre hamiline çek hesabi sahiplerinin açik kimlikleri, adresleri, vergi kimlik numaralari, bu hesaplardan ödeme yapilan kisilere ait bu bilgiler ile bu kisilere yapilan ödemelerin tutarlari ve üzerinde vergi kimlik numarasi bulunmayan çeklere iliskin bilgiler, Gelir Idaresi Baskanligi’na bildirilecektir. 
Tacir tüzelkisi veya onun faaliyetleri ile iliskilendirilmek kaydiyla, tüzelkisinin gerçek kisi ortaklari, ortaklarin ilgili bulundugu veya tüzelkisinin veya ortaklarinin etkisi altinda bulundurdugu gerçek kisiler ile tüzelkisinin yönetim organinda görev alan veya temsilcisi sifatini tasiyan gerçek kisiler adina açilmis olan çek hesaplari, tacir tüzelkisiye ait kabul edilir. Söz konusu iliskinin varligina yönelik emarelerin bulunmasi halinde, hesabin bulundugu banka subesi durumu Gelir Idaresi Baskanligi’na bildirir.
Bu durumda tüzelkisiler ve özellikle sermaye sirketleri, gerçek kisi ortaklarinin, ortaklarin ilgili bulundugu veya tüzelkisinin veya ortaklarinin etkisi altinda bulundurdugu gerçek kisiler ile tüzelkisinin yönetim organinda görev alan veya temsilcisi sifatini tasiyan gerçek kisilerin de çek kullanimlarini bilmek ve izlemek durumundadirlar. Bu konuda halka açik sirketlerin durumu pek zordur. Bu düzenlemenin tüzelkisilere ne gibi sorunlar açacagini zaman gösterecektir. Hele bu sayilanlarin çeklerinin Maliye Bakanligi’nca transfer fiyatlandirmasi konusu ile iliskilendirilmesi veya bu çeklerin sirkete izafe edilmesi sonucu sirketin kayitdisi faaliyetleri dolayisiyla düzenlemis çek kabul edilmesi halinde, dogabilecek sorun ve ihtilaflari düsünmek bile istemiyorum.

28.12.2009 | Referans Gazetesi