HAKSIZ VERGI VE MÜLKIYET HAKKI

03.08.2017 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3251 görüntülenme YAZDIR

HAKSIZ VERGI VE MÜLKIYET HAKKI

Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ

Bir çok temel hak ve özgürlük Devletin vergilendirme yetkisinin sinirlarini çizer. Bu sinir çizen haklarin basinda ise mülkiyet hakki gelmektedir. Mülkiyet hakki temelde Insan Haklari Sözlesmesine ek 1 no’lu protokol ile ve Anayasamizin 35. maddesi ile güvenceye alinan bir temel hakdir.

Haksiz ve yersiz vergilendirmenin, belirli bir meblagdan yararlanma hakki engellenen kisinin ekonomik durumunda önemli ve kesin zarar meydana getirdigi açiktir. Bu durum sürdürülmesi gereken genel yarar ile kisi yarari arasindaki dengeyi bozar ve kendisine bu mahrumiyet sebebiyle asiri yük yüklenen bu kisinin mülkiyet hakki ihlal edildiginden haksiz alinan verginin iadesinde de faiz ödenmesi gerekir.

Verginin geri ödenmesinde faiz de ödenmesi geregine de isaret eden bir düzenleme Vergi Usul Kanununun 112. Maddesinde yer almissa da, bu düzenleme son derece eksik ve haksizliklar içeren bir sekildedir. Madde adeta haksizliga ugrayanin zararini gidermekten ziyade, hazine menfaatlerini koruma ve kollama amaciyla yazilmis gibidir. Zaten ne yazik ki; bu konudaki düzenlemeler mevzuatimiza hukuku gerçeklestirmekten ziyade gerek IHAM gerek Danistay Kararlari zorlamalariyla girmektedir. 

Ben kösemin sinirlari itibariyle fazla ayrintiya girmeden bu konudaki Danistay 4. Dairesinin E. 2012/5692 K. 2016/1792 sayi ve 25.4.2016 günlü Kararini aktarmak istiyorum. Karar, kendisinden fazla kesilen verginin iadesi istemi ile açilan davada yerel mahkemenin verginin iadesi faiz talebinin reddi” seklindeki karari üzerine verilmis bir bozma kararidir. 

“Anayasanin 2.  maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin, insan haklarina saygili, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti oldugu; Yargi Yolu baslikli 125 nci maddesinde, Idarenin her türlü eylem ve islemine karsi yargi yoluna basvurulabilecegi ve Idarenin kendi eylem ve islemlerinden dogan zarari ödemekle yükümlü bulundugu hükme baglanmistir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir hukuk devleti oldugu yukarida belirtilen anayasal kurallarla düzenlenmistir. Hukuk devleti; insan haklarina saygili, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her türlü eylem ve islemi yargi denetimine açik olan, hukuka aykiri durum ve tutumlardan sakinan, hukuku devletin tüm organlarina hakim kilan, Anayasa ve hukukun üstün kurallariyla kendini bagli sayan devlettir.

Avrupa Insan Haklarinin ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasina Iliskin Sözlesme'ye ekli 1 No lu Ek Protokol'ün 1 inci maddesinde; her gerçek veya tüzel kisinin mal ve mülk dokunulmazligina saygi gösterilmesini isteme hakkinin bulundugu, herhangi bir kimsenin, ancak kamu yarari sebebiyle ve kanunda öngörülen kosullara ve uluslararasi hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun birakilabilecegi hususu düzenlenmistir.

Anilan sözlesme hükmü geregince, bir kisinin mülkiyet hakkindan mahrum birakilabilmesi, bu durumun, uluslararasi hukukun genel ilkelerine aykiri bulunmamasi, kamu yararina ve kanunun açik hükmüne uygun olmasi sartlarinin bir arada gerçeklesmesine baglidir. Dolayisiyla, Anayasal ve kanuni dayanagi bulunmayan bir sekilde kisilerin mülkiyet hakkindan mahrum birakilmasi mümkün olmayip, aksi durum, yukarida sözü edilen ve Anayasa ile kanun hükmünde oldugu belirtilen sözlesmeye de aykirilik teskil edecektir.

Ekonomilerde degisim vasitasi olan para, çesitli ticari, sinai, zirai vs. faaliyetlerde kullanilmakla, sahibine, kazanç, kira, nema vs. adlari altinda kimi yararlar saglayan ekonomik bir degerdir. Faiz ise, Anayasa Mahkemesinin 10.2.2011 günlü E:2008/58, K:2011/37 sayili kararinda da belirtildigi gibi, ekonomik açidan paranin fiyatidir. Herhangi bir kisinin kendisine ait olmayan parayi belirli süre kullanmasi, asil para sahibinin bu ekonomik degerden mahrum birakilmasi sonucunu doguracagi gibi, enflasyona maruz kalan ekonomilerde, paranin degerini, yani alim gücünü enflasyon oraninda yitirmesine de neden olacagindan, parasi uhdesi disinda kalan ve mülkiyet hakki ihlal edilen bu kisiye haksiz kullanim karsiliginda faiz ödenmesi gerekmektedir.

Nitekim, Avrupa Insan Haklari Mahkemesinin 9.3.2006 günlü ve 100162/02 sayili Eko-Elda Avee/Yunanistan kararinda da, haksiz olarak tahsil edilen verginin bes yil bes ay sonra iade edilmesinin; belirli bir meblagdan yararlanma hakki uzunca süre engellenen kisinin, ekonomik durumunda önemli ve kesin zarara neden oldugu, bu durumun, sürdürülmesi gereken genel yarar ile kisi yarari arasindaki dengeyi bozdugu, dolayisiyla, 1 No lu Protokolün 1 inci maddesi ihlal edilerek kendisine asiri yük yüklenen bu kisinin mülkiyet hakkinin ihlal edildiginden bahisle faiz ödenmesi gerektigine karar verilmistir.

Bu nedenle hukuka aykiri bulunarak tahakkukun iptal edilmesi durumunda, 1 no lu Ek Protokolün 1 inci maddesi ve Avrupa Insan Haklari Mahkemesinin yukarida bahsi geçen karari uyarinca mülkiyet hakki ihlal edilmis olacagindan haksiz tahakkuk ettirilen verginin davaciya faizi ile birlikte iadesi gerektiginden aksi yönde verilen Mahkeme kararinda hukuka uyarlik bulunmamaktadir.”

Bu karar bence, sadece davaci taleplerinde ve mahkeme kararlarinda degil, yasal düzenleme tasarilari hazirlanirken de dikkate alinmasi gereken önemli ve güzide bir karar.