GEÇICI VERGIDE ALTI DEGISIKLIK IHTIYACI

21.06.2018 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 2915 görüntülenme YAZDIR

GEÇICI VERGIDE ALTI DEGISIKLIK IHTIYACI

 

Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ

Dünya Gazetesi 21.6.2018

 

            Gelir vergisi mükelleflerinden basit usulde vergilendirilenler hariç olmak üzere ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek kazanci sahipleri ve kurumlar vergisi mükellefleri, altisar aylik dönem kazançlari üzerinden, yillik gelir veya kurumlar vergilerinden mahsup edilmek üzere, geçici vergi ödemekle yükümlü tutulmuslardir.           Ancak Kanunla altisar aylik olarak belirlenen geçici vergi dönemleri, 2000/329 sayili Bakanlar Kurulu Karari uyarinca önce 2000 yilinin 2. alti ayina mahsus olmak üzere, daha sonra 2000/1514 sayili Bakanlar Kurulu Karari ile kalici olarak üçer aylik dönemler seklinde belirlenmistir. Ilk önce Kanunu fiili duruma uydurmak gerekmektedir.

            Geçici verginin orani, gelir vergisi mükellefleri için % 15, kurumlar vergisi mükellefleri için % 22’dir. Ancak bu mükellefler, geçici vergi dönemi içerisinde kendilerine yapilan ödemelerden kesilen vergileri, hesaplayacaklari geçici vergiden mahsup hakkina sahiptirler. Serbest meslek kazançlari % 20 oraninda stopaja tabi tutuldugu için, pek çok serbest meslek erbabi fiilen geçici vergi ödememekte, sadece beyan gibi sekli bir yükümlülügü yerine getirmektedir. Ikinci olarak bir önceki yil kazançlarinin % 75 -80’i stopaja tabi kazançlardan olusan mükellefler izleyen yil için geçici vergi beyannamesi vermekten muaf tutulabilir.

            Geçici vergi döneminin kapanmasindan sonra, geçici vergi beyanlarinin incelenmesi sirasinda, geçici verginin eksik beyan olundugunun vergi idaresi tarafindan tespiti halinde, eksik geçici vergi, ikmalen veya re’sen tarh olunur. Bu eksik beyan olgusu, ayni zamanda vergi ziyaina da yol açtigindan ceza ve gecikme faizinin de beraberinde dogumuna yol açar. Ancak eksik beyanda bulunuldugunun, yillik verginin vergilendirme döneminin kapanmasindan sonra saptanmasi halinde, tarh olunacak geçici verginin mahsup olanagi artik kalmamis olacagindan, geçici vergi tarhiyati yapilamaz. Bu durumda mükelleflerden sadece, ceza ve gecikme faizi aranir. Böyle bir durumda aranacak olan gecikme faizinin ise, geçici verginin normal beyan ve ödeme tarihi ile mahsup olanagi bulunan yillik beyan tarihi arasindaki süre ile sinirli olmasi gerekir. Maliye Bakanligi da gecikme faizinin hesabi konusunda 16.5.2000 tarih ve 2000/6 sayili Uygulama Iç Genelgesi ile bu yönde görüs açiklamistir. Üçüncü olarak Iç Genelgeye dayali uygulamanin Yasaya islenmesi gerekmektedir.

            Burada yil kapanip yillik beyanname verildikten sonra ceza uygulanmasi da ceza hukukunun temel ilkesi olan ve daha önce yasal dayanaklarini yazdigim “non bis in idem” (bir fiile birden fazla ceza verilemeyecegine iliskin) ilkesine açikça aykiridir. Bu hususun da gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sarttir. Çünkü bir mükellefin AIHM’e müracaati halinde, Bakanlik zor durumda kalabilir. Yillik vergi matrahinin eksik beyan edilen geçici vergi matrahini da kavradigi hallerde artik geçici vergi için ayrica ceza tarhiyati yapilmamasi gerekmektedir.   Dördüncü olarak bu hususun Kanunda vurgulanmasi gerekmektedir.

            Geçici vergi matrahinin mükelleflerce dönem sonu islemlerine iliskin kayitlar yapilmadan ve dönem sonu islemlerinden bir kismi ihmal edilerek belirlenmesi dolayisiyla, mükelleflerin hata yapma olasiliklari yüksektir. Bu durumu dikkat alan yasa koyucu, geçici vergi matrahlarinda ileride bulunacak farklarla ilgili olarak % 10 oraninda bir hos görü payi öngörmüstür. Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 maddesinde yer alan yasal düzenlemeye göre, “yapilan incelemeler sonucunda, geçmis dönemlere ait geçici verginin % 10’u asan tutarda eksik beyan edildiginin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kisim için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir”.

            Bu düzenleme uygulamada farkli yorumlara yol açmaktadir. Bizim anlayisimizda, geçici vergi beyannamesini verenlerden, inceleme konusu yapilip, % 10’u asmayan oranda vergi farki bulunan mükelleflerle ilgili tarhiyat yapilmasina engel bir hosgörü hükmüdür. Yoksa bu düzenleme, yapilan incelemelerde % 10’dan fazla oranda vergi farki olan mükelleflere yapilacak tarhiyatlarda, % 10’luk kisim için de tarhiyat yapilmasina engel degildir. Ancak Maliye Bakanligi, 217 sayili Gelir Vergisi Genel Tebliginde, “% 10’u asan kisim re’sen veya ikmalen tarhiyata konu olacaktir” seklinde görüs açiklamistir. Buna karsilik bir 27635 sayi ve 7.6.2000 tarihli Özelgede, “hesaplamanin, beyan edilmesi gereken matrah üzerinden yapilmasi gerektigi” seklindeki açiklama yapilmistir. Ancak Danistay 3. Dairesi E.2005/1149 K.2005/1925 sayi ve 20.9.2005 tarihli Karari ile –savundugumuz görüs dogrultusunda-, eksik beyan edilen geçici verginin tamami için yapilan tarhiyatin % 10’luk kisma tekabül eden bölümünü kaldiran Malatya Vergi Mahkemesi kararini bozmustur. Kararda “Maliye Bakanligi görüsünü duyuran tebliglerde, geçici vergi matrahinin yüzde 10'unu asan tutarda noksan beyan edilmesi halinde bu orani asan kismin vergilendirmeye konu yapilacagi yönündeki açiklamanin, yasadaki düzenleme karsisinda etkili olmayacagi açiktir.” denilmistir. Besinci olarak bu konunun da yasada açikliga kavusturulmasi gerekmektedir.  

            Ve nihayet altinci olarak, günümüz ekonomik kosullari karsisinda geçici vergi dönemleri üçe indirilebilir. Ancak bu husus bir teknik gereklilik olmayip, siyasi tercihe baglidir.