TAKDIR KOMISYONU KARARINA DAYALI TARHIYATLAR

17.05.2010 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4343 görüntülenme YAZDIR

TAKDIR KOMISYONU KARARINA DAYALI TARHIYATLAR
17 Mayis 2010, A.Bumin DOGRUSÖZ

Vergi Usul Kanununun tarh zamanasimi süresini düzenleyen 114. Maddesine göre, veriyi doguran olayi izleyen yilbasindan itibaren bes yil içinde tarh ve teblig edilmeyen vergiler zamanasimina ugrar. Bu maddenin ikinci fikrasinda yer alan düzenlemeye göre; “Su kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna basvurulmasi zamanasimini durdurur. Duran zamanasimi mezkûr komisyon kararinin vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren islemeye devam eder.”

Bu düzenlemeye göre vergi dairelerince takdir komisyonuna müracaat edilen hallerde dosyanin takdir komisyonunda bekledigi süre kadar zamanasimi süresi islememekte, dosyanin daireye gelisinden itibaren süre kaldigi yerden itibaren islemeye devam etmektedir.

Ancak bu düzenleme, mükellef haklarini önemli ölçüde zedeleyen bir maddedir. Çünkü, ilk olarak takdir komisyonlarina matrah belirleme konusunda süre verilmemis, takdir komisyonlarinin hizmetin gereklerine göre örgütlenmesi ve iyi çalisma kosullari olusturulmamis, takdir komisyonlarinda bekleyen sürenin zamanasimina etkisi çerçevelenmemistir. Bunun neticesinde de takdir komisyonlarinda dosyalar, biraz da is yogunlugu sebebi ile yillarca bekler hale gelmistir. Bu kötü örgütlenmenin acisi ve bedeli de mükellefe yüklenmistir. Dosyalarin takdir komisyonunda yillarca bekledigi süre, mükellef aleyhine gecikme faizinin isledigi dönem olarak uygulanmis, bu uygulamayi düzeltecek yasal düzenlemeler yapilmamistir. Yani hazine, idarenin kötü örgütlenmesi ve hizmetin geç çalismasindan nemalanir hale gelmistir.

Hukuk Devleti anlayisi ile bagdastirilmasi mümkün olmayan bu düzenleme nihayet Diyarbakir Vergi Mahkemesi tarafindan Anayasa Mahkemesine tasinmistir. Düzenlemeyi Anayasal buyruklar açisindan inceleyen Yüksek Mahkeme, E. 2006/124 K. 2009/146 sayi ve 15.10.2009 günlü Karari ile Anayasaya aykirilik sebebi ile iptal karari vermistir.

Iptal Kararinin gerekçesine göre; “Itiraz konusu kuralda, vergi dairesince takdir komisyonuna basvuru yapildiktan sonra matrahin tespiti, buna iliskin kararin olusturulmasi ve kararin gönderilmesinde bir süre öngörülmemekte, çalisma süresi tamamen komisyonun takdirine kalmaktadir. Ancak, zamanasiminin durmasinin süreyle sinirlandirilmamasi, vergi mükellefleri yönünden uygulamada keyfilige, haksizliga, esitsizlige yol açacak sonuçlar dogurabilecek niteliktedir.  Zamanasiminin durma süresinin belirsizligi, makul ve adil bir sürenin bulunmamasi, vergi dairesince matrah takdiri için basvurunun sirf zamanasimini durdurmak için keyfi olarak kullanilmasinda güvence saglamayacagi gibi yükümlüye vergi tahsilâtinin geciktigi süre kadar gecikme zammi ve faizi uygulanacak olmasi da yükümlünün vergi yükünü artirarak haksiz sonuçlar dogmasina neden olabilir.”

Ancak Yüksek Mahkeme 8.1.2010 günlü Resmi Gazetede yayimlanan bu Kararinin hüküm fikrasinda “kararin resmi gazete’de yayimlanmasindan baslayarak alti ay sonra yürürlüge girmesine” karar vermistir. Dolayisiyla bu iptal karari, 8 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüge girecektir.

Anayasa Mahkemesinin kararin yürürlük tarihi olarak ileri bir tarihi belirlemesi, yasama ve yürütme organina yönelik bir belirleme olup, bu süre zarfinda iptal olunan düzenlemenin yerine hukuka uygun yeni bir düzenleme yapilmasini saglama amacini tasimaktadir.

Bu nedenle dosyanin takdir komisyonunda bulundugu sürece zamanasiminin duracagi yönündeki düzenleme “kanuni idare” ilkesinin geregi olarak idare için yürürlüktedir. Ancak bunu firsat bilen vergi idaresi, takdir komisyonunda bekleyen dosyalari hizla sonuçlandirarak, belirlenen matrahlara göre yapilacak tarhiyatlari 8 Temmuzdan önce mükelleflere teblig etme telasina girmistir. Nitekim pek çok mükellefe, bu sekilde yillar öncesine iliskin yapilmis tarhiyatlar (vergi/ceza ihbarnameleri) teblig edilmistir.

Teblig edilen tarhiyatlar, 2001, 2003 gibi yillara ait olup, takdir komisyonlarinda dosyanin yaklasik dört – bes yil beledigi tarhiyatlardir. Belki Anayasa Mahkemesinin karari olmasaydi, tarhiyatlar bir bu kadar süre daha alabilecekti. Ve yine, Anayasa Mahkemesinin Karari olmasaydi, mükellefler bütün bu süreler için isleyen gecikme faizini ödeyeceklerdi.

Bu sekilde takdir komisyonu kararina dayali tarhiyata muhatap olan ve idarenin takdir komisyonuna basvurusu olmasaydi tarhiyatin zamanasimina ugramis olacagi mükellefler için yapilacak gidilecek tek yol, yargi yoludur.

Açilacak davada, önce Vergi Usul Kanununun 114/2 maddesinin Anayasaya aykiriligini ileri sürmek ve sonra da zaten iptal edilmis oldugundan bahsedilmesi halinde, bu davalar mükellefler lehine sonuçlanacaktir. Çünkü Mahkemeler, Anayasa Mahkemesince kararin yürürlüge girmesi ileri bir tarihe birakilmis olsa dahi, kararlarinda Anayasaya aykiriligi artik Yüksek Mahkeme karari ile sabit olmus bir düzenlemeyi esas alamayacaklarindan, bu tarhiyatlar zamanasimi sebebiyle iptal edilecektir.

Bu nedenle idarenin bu konudaki çabasi bize göre bosunadir. Bu nedenle kendilerine ihbarname teblig edilen mükellefler, bos yere panik yapmasinlar.

17/5/2010 Referans Gazetesi