Birinci temettü sorunu
Dünya Gazetesi / 16.06.2016
Içinde
bulundugumuz aylar, özellikle anonim sirketler için genel kurul toplantilarinin
yapildigi aylar. Bu nedenle de gelen sorularin çogu genel kurul ve kâr dagitimi
konularinda yogunlasiyor ve en çok da sirketlerin birinci temettüyü dagitmak
zorunda olup olmadiklari soruluyor. Bu konuyu daha önce eski Ticaret Kanunu döneminde
Ocak 2007’de, yeni Ticaret Kanunu zamaninda ise Mayis 2015’de ele almistim.
Ancak gelen sorular, yine ayni konuya dönmeyi gerektirdi.
Eski TTK’nin
466/2. maddesinin 2. tertip Kanuni Yedek Akçeleri düzenleyen 3. bent hükmü bu
yedek akçeyi, "safi kardan birinci fikrada yazili yedek akçeden baska pay
sahipleri için %5 kâr payi ayrildiktan sonra, pay sahipleri ile kâra istirak
eden diger kimselere dagitilmasi kararlastirilmis olan kismin onda biri"
seklinde düzenlemisti. Bu düzenleme uygulamada, 1. Tertip Kanuni Yedek Akçe
ayirimindan sonra, pay sahiplerine %5 kâr payi verilmesinin, genel kurulun dahi
tasarruf edemeyecegi bir "Kanuni Zorunluluk" olup olmadigi noktasinda
duraksamalara yol açmisti.
Yazimizda bu
soruya olumlu yanit verilmesinin mümkün olmadigini yazmistik. Kisaca
özetleyelim. Yazimizda, bu bent hükmünün, kâr payinin "ayrilmasindan"
söz ettigini, bu kavramin ise, "ödeme" kavramindan farkli bir anlam
içerdigini, hükmün kaynagi olan Isviçre Borçlar Kanunu’nun 671/2. maddesinde,
"ödendikten sonra" ibaresi kullanildigini belirterek, söyle devam
etmistik. “Fark, anilan hükmün uygulanmasi açisindan önemlidir. Çünki
kanunumuza göre, pay sahiplerine her hangi bir ödeme yapilmadan, hesaben %5 kâr
payi ayirarak, ikinci yedek akçenin miktari saptanabilecek ve ayirim
gerçeklestirilebilecektir. Isviçre'de ise, ikinci ayirimin yapilabilmesi, %5'in
ödenmesine baglidir(1). Nitekim eski kanuna iliskin doktrinde de ARSLANLI,
konumuza iliskin olarak, "ikinci tahsisin yapilabilmesi için hissedarlara
%5 kâr payinin usulü dairesinde ayrilmis olmasi gerekirse de, ayrilan
temettünün o yil içinde tediyesi sart degildir" demektedir(2). BIRSEL ise,
"genel kurul açikça birinci kâr payinin ertelenmesine karar vermedikçe, bu
kismin yillik kârin ait oldugu bilanço devresini takip eden is yili içinde pay
sahiplerine ödenmesi gerekir" demek suretiyle, birinci kâr payinin fiilen
ödenmeyebilecegini kabul etmektedir(3). Ancak burada, doktrinde, aksi görüsü
savunan yazarlarin da var oldugunu belirtmeliyim(4). Yargitay ise kararlarini
“sirketin gelisimi, düzenli pay dagitmaya yönelik olmasi, ana sözlesme ve
iyiniyet kurallarina aykiri olmamasi, sirketin objektif ilkelerine aykiri
olmamasi gibi bazi kosullarla, genel kurulun bu kisim üzerinde de tasarrufta
bulunabilecegi” yönünde olusturmustur. Yargitay 11. Hukuk Dairesi E.5897 K.321
sayi ve 22.1.1976 tarihli Karari’nda, esas sözlesmede yer alan %5 oranindaki
ilk kâr payinin da dagitilmayabilecegine hükmetmistir. Yargitay’in ayni
dairesi, E.2782 K.3425 sayi ve 4.6.1986 tarihli bir baska kararinda da, sirket
maksadina faydali ve afaki iyiniyet kurallarina aykiri olmamasi kosulu ile
kârin tamaminin dagitilmayarak kanuni kesintilerden sonra fevkalade ihtiyatlara
ayrilabilecegine hükmetmistir(5).
Yeni TTK’da
ise 2. tertip kanuni (genel) yedek akçeyi düzenleyen 519/2. maddenin c bendi,
“pay sahiplerine %5 oraninda kâr payi ödendikten sonra kârdan pay alacak
kisilere dagitilacak toplam tutarin %10’u” seklinde düzenlenmistir. Madde
gerekçesinde ise “Madde 6762 sayili Kanun’un 466. maddesinden alinmistir. Ancak
madde ifadesi uygulamada yorum güçlükleri dogurdugundan kelime ve söz düzeninde
önemli degisiklikler yapilmis, ancak içerige temel olan düsünce ve hükümler
degistirilmemistir” denilmistir.
Eski
maddenin temel düsüncesi ve hükümlerinin yeni madde de aynen korundugu
gerekçede belirtildigine göre, 1. Temettü dagitiminin zorunlu olmadigina
iliskin görüsümüzün de muhafazasi gerekmektedir. Nitekim bu konuda Ticaret
Hukuku doktrinine baktigimizda da ayni sonuca variyoruz. Yeni maddede “”dagitildiktan”
ibaresinin “ödendikten” seklinde degistirilmis olmasi da gerekçe karsisinda
fazla bir anlam ifade etmemektedir. Nitekim yazarlarin konuyu eski kanundaki
“ayrilmadikça” ifadesi ile izah etmeye devam ettikleri görülmektedir(6). Ancak
aksi görüste yine hiç süphesiz mevcuttur(7).
Öte yandan,
yeni TTK’nin 511. maddesinde yönetim kurulu üyelerine kazanç payi verilmesi, 1.
temettünün dagitilmasi zorunluluguna baglanmistir. Eger 1. temettünün dagitimi
zorunlu olsaydi, bu kosul öngörülmezdi.
Nitekim yeni
TTK zamaninda alinmis ve yillik kârinin tamaminin dagitilmayarak yedek akçeye
eklenmesine iliskin bir genel kurul karari aleyhine açilmis iptal davasini,
“azlik payi sahibi davacinin kâr payindan mahrum birakma amaci güdüldügünün
ispatlanamadigi” gerekçesiyle reddeden Yerel Mahkeme Kararini, Yargitay 11.
Hukuk Dairesi E.2014/16681 K.2015/2045 sayi ve 16.2.2015 tarihli karari ile
onamistir.
Ancak, her
bir olay bazinda konunun degerlendirilmesi açisindan, kanun hükümlerinin
yorumundan baska ana sözlesme hükümleri ve oradaki kavramlar da
degerlendirilmelidir. Örnegin ana sözlesmede %5 oranindaki ilk kâr payinin
dagitilmasi zorunlu kilinmis olabilir. Öte yandan kâr dagitmama yönündeki genel
kurul kararlarinin afaki iyi niyet kurallari ile bagdasmasi ve küçük ortagi
izrar etmek gibi bir gayeye yönelik olmamasi gerektigi de unutulmamalidir.
Ancak bu gibi durumlarda dahi, hiç kâr dagitmama yönünde alinacak bir genel
kurul karari, bir iptal davasina ve kararina konu edilmedikçe muteberligini
koruyacaktir. Muteber bir karara ragmen, kâr dagitilmasi ise mümkün degildir.
Netice
olarak, Ticaret Kanunu hükümlerinden harekete 1. temettünün zorunlu bir dagitimi
olusturdugunu ve dagitilmasa bile stopajinin aranabilecegini söylemek mümkün
degildir.
*************
(1)
Tekinalp, Ünal., Anonim Ortakligin Bilançosu ve Yedek Akçeleri, 2. basi,
Istanbul 1979, sh:312
(2)
Arslanli, Halil., Anonim Sirketler, IV-V. Kisim, Istanbul 1961, sh:95
(3) Birsel,
Mahmut , Anonim Sirketler Hukukunda Kâr Kavrami, Izmir 1973, sh:54
(4) Domaniç,
Hayri. Age. sh:1526-1527; Karayalçin, Yasar., Bilanço Hukuku, Ankara 1979,
sh:83 (Ancak Yazar, ilk kar payi dagitimini zorunlu görmekle birlikte, ana
sözlesmeye konulacak bir hükümle bu zorunlulugun berteraf edilebilecegi
kanaatindedir).
(5) Kararlar
için: Eris, Gönen., Türk Ticaret Kanunu, c:1 (Ticari Isletmeler ve Ticaret
Sirketleri), Ankara 1987, sh:1330 ve sf: 1335
(6) Örnek
olarak: Hasan Pulasli, Sirketler Hukuku Serhi, 2. Basi, c:2 Ankara 2014
sf:1414; Hayri Bozgeyik / Sami Karahan, Sirketler Hukuku, Ankara 2012, sf:
606
(7) Soner
Altas, “Anonim Ve Limited Sirketlerde Birinci Temettünün Ödenmesi Zorunlu
Mudur?” Mali Çözüm Dergisi s: 9-10/2013 sf:119 vd.