SERMAYE AVANSLARI ÜZERINDEN INDIRIM

09.08.2016 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3915 görüntülenme YAZDIR

Sermaye avanslari üzerinden indirim

Dr. Bumin DOGRUSÖZ

Dünya Gazetesi / 09.08.2016

6637 sayili Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun “diger indirimler” baslikli 10. maddesine eklenen (i) bendi ile sirketlerin nakit yoluyla sermaye artirimlarini tesvik etmek, bu yolla yabanci kaynak yerine özkaynaga yönelmelerini özendirmek amaciyla bir tesvik düzenlemesi getirilmis ve 1.7.2015 tarihinden sonra uygulanmaya baslanilmistir. Bu düzenlemeye göre; “sermaye sirketleri, ticaret siciline tescil edilmis olan ödenmis veya çikarilmis sermaye tutarlarindaki nakdi sermaye artislari veya yeni kurulan sermaye sirketlerinde ödenmis sermayenin nakit olarak karsilanan kismi üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi tarafindan indirimden yararlanilan yil için en son açiklanan “Bankalarca açilan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan agirlikli yillik ortalama faiz orani” dikkate alinarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarin % 50’si” kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancindan indirileceklerdir. 

Bu % 50 orani, Kanunun yayimindan sonra Bakanlar Kurulu Karari ile bazi haller için yükseltilmis, bazi haller için ise sifira indirilmistir. Anilan Bakanlar Kurulu Karari 30.6.2015 günlü Resmi Gazete’de yayinlanmistir. Daha sonra Maliye Bakanligi gerek Kanun düzenlemesinin, gerek Bakanlar Kurulu Kararinin uygulamasina iliskin görüslerini 9 sayili Kurumlar Vergisi Genel Tebligi ile açiklamistir. Ancak bu Genel Tebligde, katilmadigim pek çok yön olmakla birlikte, sermaye avanslari konusu boslukta kalmisti. 

Bu defa yayimlanan 10 sayili Kurumlar Vergisi Genel Tebliginde sermaye avanslari konusu açikliga kavusturulmustur. Bu düzenlemeye göre; “Ileride gerçeklestirilecek sermaye artirimindan kaynaklanan sermaye taahhüdünün yerine getirilmesinde kullanilmak amaciyla, sermaye artirimina iliskin karardan önce ortaklar tarafindan sermaye avansi olarak sirketin banka hesabina yatirilan tutarlarin; a) Banka hesabina yatirildigi tarihten itibaren sirketin bilançosunda öz sermaye kalemleri arasinda yer alan “Diger Sermaye Yedekleri” hesabinda izlenmesi ve b) Banka hesabina yatirildigi tarihin içinde bulundugu hesap döneminin sonuna kadar bu tutarlarla ilgili sermaye artirimina iliskin kararin ticaret siciline tescil ettirilmesi sartiyla, söz konusu kararin ticaret siciline tescil ettirildigi tarih esas alinarak indirim uygulamasinda dikkate alinmasi mümkündür.” 

Açiklamaya göre; sirketin banka hesabina yatirildigi tarihi kapsayan hesap döneminde sermaye eklenmeyen sermaye avansi niteligindeki tutarlarin, indirim uygulamasinda dikkate alinmasi mümkün degildir.

Ayrica, sirketin banka hesabina yatirildigi tarihten itibaren bilançoda öz sermaye kalemleri arasinda yer alan “Diger Sermaye Yedekleri” hesabinda izlenmeyen tutarlar için, ilgili hesap döneminde bu tutarlari kapsayan sermaye artirimi gerçeklestirilse dahi indirim uygulamasindan faydalanilmasi mümkün bulunmamaktadir. Ortak tarafindan sermaye avansi bankaya yatirildiginda, önce ortaklara borçlar hesabina alinsa, sonra “diger sermaye yedekleri” hesabina aktarilirsa, Teblige göre uygulamadan yararlanmak yine mümkün olmayacaktir. Çünkü 9 sayili Genel Teblig’de, bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu seklinde gerçeklestirilen sermaye artislarinin indirim tutarinin hesabinda dikkate alinmasinin mümkün olmadigi açiklanmistir. 

Bu Genel Teblig açiklamasi, birçok sonucu da beraberinde getirmektedir. Ortagin bir baska sermaye sirketi olmasi halinde, verilen sermaye avanslari veren sirkette borç kamufl aji gibi yorumlanmakta ve veren sirket aleyhine transfer fiyatlandirmasi raporu yazilmaktaydi. Eger sermaye avansi veren sirket bir yabanci ortak sirketse, aleyhine transfer fiyatlandirmasi raporu yazilamadigi için, bu defa emsal faiz üzerinden sorumlu sifati ile KDV aranmaktaydi. Her halde denetim elemanlari artik bu görüslerinden vaz geçmek durumunda kalacaklar ve bu konuda açilan davalarda davali idareler de sermaye avansi müessesesinin ne vergi hukuku ne de ticaret hukuku mevzuatinda yer almadigi elestirisini artik yapamayacaklardir. Hele bir Raporda söylendigi gibi, sermaye avansinin verildigi ay içerisinde sermayeye dönüstürülmedigi elestirisi de artik getirilemeyecektir. 

Ancak burada sermaye avansinin, takvim yili sonuna kadar sermayeye dönüstürülmesi zorunlulugu yanlistir. Burada sürenin, en azindan bir yil olmasi gerekmektedir. Örnegin sermaye avansinin ocak ayinda verilmesi ile kasimda verilmesi arasinda süre yönünden esitsizlik vardir. Öte yandan yabanci sermayeli sirketlerin ve halka açik sirketlerin, kamu otoritesinden almalari gereken çesitli izinler dolayisiyla bu bir yillik süreye uymalari dahi bazen zorlasmaktadir. Özellikle sermaye avansinin, büyük ortak tarafindan yatirilmasi halinde küçük ortaklarin açacaklari sermaye artirimini tedbir yoluyla durdurma çabalari da süreci bazen 2 – 3 yil uzatabilmektedir. Örnegin Danistay 3. Dairesi, sermayeye 4 yil sonra dönüstürülen bir avans ödemesinde muvazaa iddiasini, davacinin hakli sebepleri karsisinda, kabul etmemistir. 

Öte yandan ortaklardan nakden alinan borçlarin, ortakla yapilan anlasma sonucu sermayeye dönüstürülmesinde, paranin dogrudan diger sermaye yedeklerine alinmamis olmasi dolayisiyla uygulamanin kabul edilmemesi, seklin özün önüne geçmesi sonucunu dogurmaktadir. Öze bakilmamakta, sekli kayda itibar olunmaktadir. Bu da mükellefleri, “önce borcu öde, bir saat sonra sermaye avansi al” gibi hülleli yollara zorunlu olarak itmektedir. Bakanligin bu görüsünü de gözden geçirmesinde fayda vardir.