GEÇICI VERGIDE YAPILMASI GEREKENLER
Dr. A. Bumin
DOGRUSÖZ
Gelir vergisi
mükelleflerinden basit usulde vergilendirilenler hariç olmak üzere ticari
kazanç sahipleri ile serbest meslek kazanci sahipleri ve kurumlar vergisi
mükellefleri, altisar aylik dönem kazançlari üzerinden, yillik gelir veya
kurumlar vergilerinden mahsup edilmek üzere, geçici vergi ödemekle yükümlü
tutulmuslardir. Ancak Kanunla
altisar aylik olarak belirlenen geçici vergi dönemleri, 2000/329 sayili
Bakanlar Kurulu Karari uyarinca önce 2000 yilinin 2. alti ayina mahsus olmak
üzere, daha sonra 2000/1514 sayili Bakanlar Kurulu Karari ile kalici olarak
üçer aylik dönemler seklinde belirlenmistir.
Geçici
verginin orani, gelir vergisi mükellefleri için % 15, kurumlar vergisi
mükellefleri için % 20’dir. Ancak bu mükellefler, geçici vergi dönemi
içerisinde kendilerine yapilan ödemelerden kesilen vergileri, hesaplayacaklari
geçici vergiden mahsup hakkina sahiptirler. Serbest meslek kazançlari % 20 oraninda
stopaja tabi tutuldugu için, pek çok serbest meslek erbabi fiilen geçici vergi
ödememekte, sadece beyan gibi sekli bir yükümlülügü yerine getirmektedir. Burada
belki, bir önceki yil kazançlarinin % 75 -80’i stopaja tabi kazançlardan olusan
serbest meslek erbabi izleyen yil için geçici vergi beyannamesi vermekten muaf
tutulabilir.
Geçici
vergi döneminin kapanmasindan sonra, geçici vergi beyanlarinin incelenmesi
sirasinda, geçici verginin eksik beyan olundugunun vergi idaresi tarafindan
tespiti halinde, eksik geçici vergi, ikmalen veya re’sen tarh olunur. Bu eksik
beyan olgusu, ayni zamanda vergi ziyaina da yol açtigindan ceza ve gecikme
faizinin de beraberinde dogumuna yol açar. Ancak eksik beyanda bulunuldugunun,
yillik verginin vergilendirme döneminin kapanmasindan sonra saptanmasi halinde,
tarh olunacak geçici verginin mahsup olanagi artik kalmamis olacagindan, geçici
vergi tarhiyati yapilamaz. Bu durumda mükelleflerden sadece, ceza ve gecikme faizi aranir. Böyle bir
durumda aranacak olan gecikme faizinin ise, geçici verginin normal beyan ve
ödeme tarihi ile mahsup olanagi bulunan yillik beyan tarihi arasindaki süre ile
sinirli olmasi gerekir Nitekim Maliye Bakanligi da gecikme faizinin hesabi konusunda
16.5.2000 tarih ve 2000/6 sayili Uygulama Iç Genelgesi ile bu yönde görüs
açiklamistir.
Burada
yil kapanip yillik beyanname verildikten sonra ceza uygulanmasi da ceza
hukukunun temel ilkesi olan “non bis in idem” (bir fiile birden fazla ceza verilemeyecegine
iliskin) ilkesine açikça aykiridir. Bu hususun da gözden geçirilmesi
gerekmektedir. Sarttir. Çünkü bir mükellefin AIHM’e müracaati halinde, Bakanlik
zor durumda kalabilir. Yillik vergi matrahinin eksik beyan edilen geçici vergi
matrahini da kavradigi hallerde artik geçici vergi için ayrica ceza tarhiyati
yapilmamasi gerekmektedir.
Geçici
vergi matrahinin mükelleflerce dönem sonu islemlerine iliskin kayitlar
yapilmadan ve dönem sonu islemlerinden bir kismi ihmal edilerek belirlenmesi dolayisiyla,
mükelleflerin hata yapma olasiliklari yüksektir. Bu durumu dikkat alan yasa
koyucu, geçici vergi matrahlarinda ileride bulunacak farklarla ilgili olarak %
10 oraninda bir hos görü payi öngörmüstür. Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120
maddesinde yer alan yasal düzenlemeye göre, “yapilan incelemeler sonucunda,
geçmis dönemlere ait geçici verginin % 10’u asan tutarda eksik beyan
edildiginin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kisim için re’sen veya ikmalen
geçici vergi tarh edilir”.
Bu
düzenleme bizim anlayisimizda, geçici vergi beyannamesini verenlerden, inceleme
konusu yapilip, % 10’u asmayan oranda vergi farki bulunan mükelleflerle ilgili
tarhiyat yapilmasina engel bir hosgörü hükmüdür. Yoksa bu düzenleme, yapilan
incelemelerde % 10’dan fazla oranda vergi farki olan mükelleflere yapilacak
tarhiyatlarda, % 10’luk kisim için de tarhiyat yapilmasina engel degildir.
Ancak
Idari anlayis ve uygulama aksi yönde gelismistir. Maliye Bakanligi, 217 sayili
Gelir Vergisi Genel Tebliginde, “geçici verginin % 10’u asan tutarda eksik
beyan edildiginin tespit edilmesi halinde, % 10’u asan kisim re’sen veya
ikmalen tarhiyata konu olacaktir” seklinde görüs açiklamistir. Konuya iliskin yasal düzenlemedeki, %
10’luk hesabin neye göre yapilacagi konusundaki bosluk ise, Maliye Bakanliginin
27635 sayi ve 7.6.2000 tarihli Özelgesinde, “hesaplamanin, beyan edilmesi
gereken matrah üzerinden yapilmasi gerektigi” seklindeki açiklamayla
giderilmistir.
Ancak Danistay’in
da aksi yönde –savundugumuz görüs dogrultusunda- düsündügü anlasilmaktadir.
Nitekim Danistay 3. Dairesi E.2005/1149 K.2005/1925 sayi ve 20.9.2005 tarihli
Karari ile, eksik beyan edilen geçici verginin tamami için yapilan tarhiyatin %
10’luk kisma tekabül eden bölümünü kaldiran Malatya Vergi Mahkemesi kararini
bozmustur. Kararda yer alan “Verginin
yasalligi ilkesi, vergilendirmeye iliskin temel ögelerin yasada öngörülmesini
gerektirdiginden ve bu alanda vergi idaresine düzenleme yapma yetkisi taninmadigindan,
mükerrer 120'nci maddenin uygulanmasina iliskin Maliye Bakanligi görüsünü
duyuran tebliglerde, geçici vergi matrahinin yüzde 10'unu asan tutarda noksan
beyan edilmesi halinde bu orani asan kismin vergilendirmeye konu yapilacagi
yönündeki açiklamanin, yasadaki düzenleme karsisinda etkili olmayacagi açiktir.”
seklindeki gerekçe, bence son derece önemli ve anlamli bir gerekçedir.
Bu konunun da gözden geçirilmesi
gerekmektedir.