ELEKTRONİK
TEBLİGAT GENİŞLEDİ
Dünya
Gazetesi 6.6.2017
Vergi Usul Kanununda (VUK.) tebliğ kavramının
tanımı verilmemekle birlikte Kanunun 93. maddesinde tebliğ esasları, “(…) hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve
yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla, (…) ilan
yolu ile tebliğ edilir” şeklinde belirtildikten sonra, posta yolu ile
tebliğe ilişkin olarak 99. maddede tebliğ edilecek vesikanın postaya
verilmesinden söz edilmiş, 102. maddede ise “tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhataba
verileceği” hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemelerden anlaşıldığı kadar ile
geçerli bir tebliğ işleminden söz edilebilmesi için tebliğ edilecek evrakın
muhatabın adresine teslimi gerekmektedir. Öte yandan VUK 93/2. maddesinde, idarede
tebliğ yapılması, muhatabın kabul etmesi koşuluna bağlamıştır. Bir başka
deyişle muhatap kabul etmedikçe, idarede tebligat yapılamaz.
Gerek Tebligat Kanunu gerek VUK uyarınca
hazırlanmış bulunan Tebligat İşletme Usul Ve Esaslarının 4. maddesinde tebligat
işlemi, “hukuki işlemlerin muhatabına ya da muhatap adına kabule kanunen
yetkili şahıslara yazılı olarak
bildirimi” şeklinde açıklanmıştır.
Görüldüğü gibi tebligat kısaca, karşı tarafa
iletilmesi istenilen hukuki işlem veya belgelerin muhatabına iletilmesidir.
VUK’un
107/A maddesinde; “tebliğ yapılacak
kimselere, aktardığımız 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres
vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Madde
ayrıca tebliğ tarihini “muhatabın elektronik adresine” ulaşma tarihine göre
hukuki sonuca bağlamıştır. Kanunun md. 107/A gereğince, Anayasanın 125.
maddesindeki “idari işlemlere karşı
açılacak davalarda süre yazılı bildirim
tarihinden başlar” hükmüne rağmen, elektronik
imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi
izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır.
Düzenlemelere göre mali idare kendi
idaresi nezdinde oluşturduğu posta kutusuna bir metin bırakacak, mükellefe de
“gel kutundaki metne bak” diye sms gönderecek. Yani burada, karşı tarafa
ulaştırılan (tebliğ edilen) bir metin (yazılı bildirim) var olmayıp, karşı
tarafın (mükellefin) ıttılaına sunulan (gerektiğinde sunulduğu varsayılan) bir
metin söz konusu olacak. Tebliğ ile ıttıla arasındaki farkı her halde izaha
gerek yoktur. En önemlisi de burada hizmet sağlayıcı konumundaki tarafsız bir
üçüncü kişi olmayacaktır.
Elektronik tebligatın pek çok hukuki
sorun ve sakıncayı barındırdığını, daha önce çeşitli yazılarımda yazdım. Bu
konuda bildiğim kadarı ile sadece Barolar Birliği uğraş veriyor. Konunun asıl
sorunlarını yaşayacak olan mesleki birlik durumundaki TÜRMOB, ya başkan ve
yönetmelikleri derdinde olduğundan ya da düzenlemeleri hukuka uygun gördüğünden
bu konuda pasif kalmış durumda. Barolar Birliğinin açtığı davanın duruşması 23
Mayıs’ta Danıştay 4. Dairesi nezdinde yapıldı. Kararı öğrendiğimde duyuracağım.
Ancak bu arada kamu kesimi, bu
elektronik tebligat yolunu çok sevmiş olmalı ki, kapsamını giderek
genişletiyor. 27 Mayıs 2017 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 18.5.2017 gün ve
7020 sayılı Kanunla yeni alanlarda da idari işlemlerin elektronik ortamda
yapılmasının yolu açıldı.
7020
sayılı Kanunun 15. maddesi ile Kabahatler Kanununun 26. maddesine eklenen bir
fıkrayla, Kabahatler Kanununa göre uygulanacak idari yaptırım kararlarının da,
Maliye Bakanlığı ile idari yaptırım kararı verenler arasında yapılacak
protokoller çerçevesinde, kararı verenler adına 213 sayılı Kanunun 107/A
maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılmak suretiyle Maliye
Bakanlığı tarafından elektronik ortamda tebliğ edilebileceği hükme bağlandı.
Söz
Konusu Kanunun 20 maddesiyle de Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkındaki 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bir madde eklenerek,
“Bakanlığın görev alanı kapsamındaki tebliğlerin, ilgili kanunlarda belirtilen
usullerle bağlı kalınmaksızın, Maliye Bakanlığı ile yapılacak protokol çerçevesinde
Vergi Usul Kanununun 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı
kullanılarak elektronik ortamda yapılabileceği” de hükme bağlandı.
Ve
nihayet 5510 sayılı Kanunun 88. maddesine bir yeni fıkra eklenerek; Sosyal
Güvenlik Kurumuna da, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü
teknik altyapıyı kurma veya kurulmuş olanları kullanma, tebliğe elverişli
elektronik adres kullanma zorunluluğu getirme, kendisine elektronik ortamda
tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları
belirleme veya Maliye Bakanlığı ile yapılacak protokol çerçevesinde 213 sayılı
Kanunun 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılarak da
elektronik ortamda tebliğ yapma konularında yetki verildi.
Dikkat
edilirse ekonomi alanındaki idari birimler, Vergi Usul Kanununun ve Tebligat
Kanununun kişileri koruyan hükümlerini yavaş yavaş bertaraf ediyor. Yakında
Sermaye Piyasası Kurulu, EPDK, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu gibi
bağımsız idari otoriteler de bu yolu benimserse, şaşırmayın.