GEÇICI VERGIDE HATA VE CEZA

02.09.2010 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3431 görüntülenme YAZDIR

GEÇICI VERGIDE HATA VE CEZA
2 Eylül 2010, A.Bumin DOGRUSÖZ

Gelir Vergisi mükelleflerinden basit usulde vergilendirilenler hariç olmak üzere ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek kazanci sahipleri, üçer aylik dönem kazançlari üzerinden, yillik gelir veya kurumlar vergilerinden mahsup edilmek üzere, geçici vergi ödemekle yükümlü tutulmuslardir. Geçici vergiye ait esaslar, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesinde düzenlenmistir. Kurumlarin ödeyecekleri geçici verginin hesabinda da Kurumlar Vergisi Kanunu’nun açik atfi dolayisiyla Gelir Vergisi Kanunu’nda yazili düzenleme uygulama alani bulmaktadir. 
Geçici verginin orani, Gelir Vergisi mükellefleri için yüzde 15, Kurumlar Vergisi mükellefleri için yüzde 20’dir. Ancak bu mükellefler, geçici vergi dönemi içerisinde kendilerine yapilan ödemelerden kesilen vergileri, hesaplayacaklari geçici vergiden mahsup hakkina sahiptirler. Serbest meslek kazançlari yüzde 20 oraninda stopaja tabi tutuldugu için pek çok serbest meslek erbabi fiilen geçici vergi ödememekte, sadece beyan gibi sekli bir yükümlülügü yerine getirmektedir. 
Geçici vergi döneminin kapanmasindan sonra, geçici vergi beyanlarinin incelenmesi sirasinda, geçici vergi matrahinin eksik beyan olundugunun tespiti halinde, eksik geçici vergi, ikmalen veya re’sen tarh olunur. Bu eksik beyan olgusu, ayni zamanda vergi ziyaina da yol açtigindan ceza ve gecikme faizinin de beraberinde dogumuna yol açar. Ancak eksik beyanda bulunuldugunun, yillik verginin vergilendirme döneminin kapanmasindan sonra saptanmasi halinde, tarh olunacak geçici verginin mahsup olanagi artik kalmamis olacagindan, geçici vergi tarhiyati yapilamaz. Bu durumda mükelleflerden sadece, ceza ve gecikme faizi aranir. Böyle bir durumda aranacak olan gecikme faizinin ise geçici verginin normal beyan ve ödeme tarihi ile mahsup olanagi bulunan yillik beyan tarihi arasindaki süre ile sinirli olmasi gerekir. 
Geçici vergi matrahinin mükelleflerce dönem sonu islemlerine iliskin kayitlar yapilmadan ve dönem sonu islemlerinden bir kismi ihmal edilerek belirlenmesi dolayisiyla mükelleflerin hata yapma olasiliklari yüksektir. Bu durumu dikkate alan yasa koyucu, geçici vergi matrahlarinda ileride bulunacak farklarla ilgili olarak yüzde 10 oraninda bir hosgörü payi öngörmüstür. Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120 maddesine göre, “yapilan incelemeler sonucunda, geçmis dönemlere ait geçici verginin yüzde 10’u asan tutarda eksik beyan edildiginin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kisim için re’sen veya ikmalen tarhiyat yapilamaz”. 
Bu düzenleme bizim anlayisimizda, geçici vergi beyannamesini verenlerden, inceleme konusu yapilip, yüzde 10’u asmayan oranda matrah farki bulunan mükelleflerle ilgili tarhiyat yapilmasina engel bir hosgörü hükmüdür. Yoksa bu düzenleme, yapilan incelemelerde yüzde 10’dan fazla oranda matrah farki olan mükelleflere yapilacak tarhiyatlarda, yüzde 10’luk kisim için de tarhiyat yapilmasina engel degildir. Zira, bu durumda mükellefler, hosgörü sinirini asmis olmaktadir. Aksi düsünce, bütün mükelleflerin geçici vergi matrahlarini yüzde 10 eksik beyan etme hakkina sahip olduklari sonucunu dogurur ki, böyle bir düsüncenin kabulüne olanak yoktur. Yargi anlayisi da bu yönde olusmustur. 
Ancak idari anlayis ve uygulama aksi yönde gelismistir. Maliye Bakanligi, 217 sayili Gelir Vergisi Genel Tebligi’nde, “geçici verginin yüzde 10’u asan tutarda eksik beyan edildiginin tespit edilmesi halinde, yüzde 10’u asan kisim re’sen veya ikmalen tarhiyata konu olacaktir” seklinde görüs açiklamistir. 
Maliye Bakanligi 27635 sayi ve 7.6.2000 tarihli bir özelgesinde ayrica, “geçici vergi beyannamesi vermeyen mükellefler için, yüzde 10’luk hosgörü uygulamasinin söz konusu olmadigi, ancak beyanname vermekle birlikte matrah beyan etmeyen mükellefler için yüzde 10 uygulamasinin yine yapilmasi gerektigini” de açiklamistir. 
Yargi anlayisi ile bakanlik anlayisi arasindaki farklilik farkli yönde raporlarin hazirlanmasina sebebiyet vermekte ve bu tür raporlar giderek çogalmaktadir. Raporlardaki bu çeliskilere ise maalesef mevcut rapor okuma komisyonlari pek dikkat etmemektedir. Bu durumda ise “mükelleflere esit yönde yaklasim” ilkesi zedelenmektedir. Bakanligin bu konuyu yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. 
Öte yandan gözden geçirilmesi gereken bir diger konu da, “ceza” konusudur. “Bir fiile ancak bir defa ceza verilmesi”, bir temel ceza hukuku ilkesidir. Geçici vergi farkina ceza uygulanmasi ise ayni fiil dolayisiyla ayni vergiye iliskin vergi ziyainda, birden fazla cezaya yol açmaktadir. Çünkü geçici vergide bulunan matrah farki dolayisiyla kesilen ceza, bir defada yillik vergi için kesilmektedir. Buradaki hukuka aykiriligin giderilmesi ise ancak Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesinin yasa koyucu tarafindan tekrar ele alinmasi ile mümkündür.