ULTRAVIRES ILKESININ KALDIRILMIS OLMASININ SONUÇLARI
Osman
Arioglu
Istanbul
Ticaret 2.10.2017
Türk Ticaret Kanunu’nda ultravires
ilkesinin kaldirilmasi, aradan 5 yildan fazla bir süre geçmis olmasina ragmen,
uygulamada tam olarak anlasilamadi. Bu nedenle bu yazimizda ultravires
ilkesinin Türk Ticaret Kanunu’ndan çikarilmasi ile ne saglanmis oldugunu net
olarak ortaya koymak istiyoruz. Öncelikle ultravires ilkesi ile neyin
kastedildigini açiklayalim; bunun anlami eski TTK’na göre sirketler; ancak ana
sözlesmelerinde yazili konularda faaliyette bulabiliyorlardi. Bir sirket ana
sözlesmede yazilmayan bir konuda faaliyette bulunmus, bunun sonucunda karsi
tarafta bir zarar meydana gelmisse, zarara ugrayan taraf bu zarari sirketten
talep edemiyordu. Zira böyle bir durumda sirket, kendi ana sözlesmesinde sözü
edilen türde bir faaliyet konusu olmadigini, bu islemin sirketin ana amaci
disinda yönetim kurulu veya sirket müdürü tarafindan yapilmis oldugunu ileri
sürerek bu faaliyete iliskin sorumluluktan kurtulabiliyordu. Bunun sonucu
olarak da zarara ugrayan tarafin magduriyeti giderilemiyordu.
Uygulamada sermaye sirketlerinde yönetim
kurulu üyeleri ya da sirket müdürleri her zaman ortaklardan olusturulmuyor. Bu
çogunlukla sirketlerin yönetimlerinin daha profesyonelce yapilmasi amacina
dönük olabildigi halde, nadiren de olsa, bazen de yapilan islemden sirketin ve
dolayisiyla da patronun sorumlulugunu gizleme amacina da dönük olabiliyordu.
Iste bu nedenle vergi uygulamasinda dahi her ne kadar “vergilemede olayin
gerçek mahiyeti esastir” ana prensibi geregi bir engel bulunmasa da sirketin
ana sözlesmesinde olmayan konularda fatura düzenleyip düzenleyemeyecegi
konusunda bir görüs istenildiginde, TTK’na atif yapilarak sirketlerin istigal
konularinin dahilinde ticaret yapmalari ve dolayisiyla da belge düzeninin buna
uygun olmasi gerektigi yönünde görüs veriliyordu. Türk Ticaret Kanunu’nda bu
zorunluluga iliskin hükmün metinlerinden çikarilmasi sonrasinda, Gelir Idaresi
muktezalarinda da sirketin istigal konusunda açik olmayan konularda da fatura
düzenleyebilecegi yönünde muktezalar verilmeye baslanildi.
GÜMRÜK VE TICARET
BAKANLIGI KONUYA NASIL BAKIYOR?
Vergi anlaminda yukarida da belirttigimiz
gibi aslinda Vergi Usul Kanunu 3’üncü maddesi geregince bu zaten isin dogal
sonucudur. Buna karsilik, bu degisiklik TTK anlaminda amaçlanandan veya Gümrük
ve Ticaret Bakanligi’nin anladigi anlamdan çok farkli ölçüde yorumlanmaya
baslanildi. Piyasadaki yorumlarda; ultravires ilkesinin kaldirilmasi ile
sirketlerin ana sözlesmelerinde açikça yazmayan konularda faaliyette
bulunmasinin önünde bir engel kalmadigi ifade edildi. Oysa, Gümrük ve Ticaret
Bakanligi’nin bu hükmün kaldirilmasindan muradi tam olarak sorumlulukla
ilgilidir. Bakanlik anlayisina göre, bu hükmün kaldirilmasinin yegane
sagladigi, sirketin; ana sözlesmesinde yer almayan bir konuda faaliyette
bulunmasi durumunda da olusan zarar ziyandan sorumlu olacagidir.
Gümrük ve Ticaret Bakanligi demektedir ki, sirketler prensip olarak ana
sözlesmelerinde faaliyet konularina yer vermeleri gerekmektedir. Ancak sirket
ana sözlesmesinde yer almayan bir konuda faaliyet göstermis olur ise bu
faaliyetin sonucunda ortaya çikan zarar ziyandan da sirket olarak sorumlu
olmasi gerekir. Artik sirket ortaklarinin “bizim bundan haberimiz
yoktu, sirketi yönetenler böyle bir islem yapmislar, bu bizim faaliyet
konularimiz arasinda degil” demek suretiyle sorumluluktan
kurtulamayacaklardir.
Sonuç olarak, yeni TTK sonrasinda sirketlerin faaliyet konularinin ana
sözlesmede yer almasi temel prensibinden, en azindan Bakanlik anlayisi
anlaminda bir farklilik olmadigi buna karsilik farkliligin sirketin sorumluluk
durumunda oldugudur.
Bize göre günümüzde artik sirketlerin
istigal konularinin ana sözlesmelerinde açikça yer almasina her iki anlamda da
gerek olmamalidir. Teknolojinin bu kadar yaygin oldugu, sirketlerin internet
sitelerinin bulundugu bir ortamda, ana sözlesmede faaliyet konularinin
sayilmasinin bir anlami kalmamistir. Ancak az ihtimal olsa bile, Bakanlik
tarafindan bir yaptirim uygulamasi ile karsilasilmamasi bakimindan bir süre
daha ana sözlesmede faaliyet konularinin ayrintili belirtilmesinde yarar var.