Türk Vergi Sisteminde Gelir Üzerinden Alinan Vergilerde Beyan Sistemi Çalismiyor

06.06.2014 Dr. Basar SOYDAN- 3194 görüntülenme YAZDIR

Türk Vergi Sisteminde Gelir Üzerinden Alinan Vergilerde Beyan Sistemi Çalismiyor
6 Haziran 2014, Özgür BIYAN

(Bu yazi 05.06.2014 tarihli Dünya Gazetesinde yayimlanmistir.)

Bilindigi üzere Türk Vergi Sistemi beyan üzerine tarhiyat yöntemine dayanmaktadir ve sistem bu esas alinarak düzenlenmistir. Pek çok modern vergi sistemlerinde oldugu gibi mükellefin kazancini hesaplayarak, istisnaya tabi gelirleri ile indirim kalemlerini safi kazancindan düsmesi ile ulastigi matraha vergi tarifesini uygulamasiyla ulastigi sonuçlari beyannamesine yansitmasi yoluyla vergi tahsilati yapilmaktadir.

Beyan sisteminin kabul edilme nedenlerinden en önemlisi, kazancin en iyi mükellef tarafindan bilinecegi varsayimidir. Kendi kazancini detaylari ile bilen mükellef buna göre de ödemesi gereken vergiyi saglikli bir biçimde hesaplamis olur. Diger yandan su da bir gerçektir ki beyan sisteminin saglikli islemesi arkasindan iyi bir vergi denetim ve kontrol mekanizmasini da gerektirmektedir. Aksi takdirde suiistimale açik olan bu uygulamanin sonuçlari saglikli olmayacaktir. Bu ayri bir tartisma konusudur.

Türk Vergi Sisteminde beyan üzerine dayanan ve gelir üzerinden alinan en önemli vergi gelir vergisidir. Gelir vergisi vergi adaletinin yakalanmasinda en etkili vergidir. Kisisellestirilebildigi için de kamu maliyesi literatüründe etkin ve adil vergileme saglayan önemli bir araç olarak kabul edilir. Gerçekten de kisilerin çalisma kosullari, medeni durumlari, engelli olup olmamalari, özel harcamalari vb. pek çok faktöre göre vergileri hesaplanabilir. O nedenle de vergi gelirleri içinde gelir üzerinden alinan vergilerin – özellikle de gelir vergisinin – payinin büyük olmasi arzu edilir. Aksi takdirde etkin ve adil olarak bireylerin vergilenmesinden bahsedilemeyecektir. Peki 2014 yili Türkiye’sinde durum nasildir?

2013 Yili Gelir Idaresi Faaliyet Raporunda gelir vergimizin durumu ile ilgili rakamlara bakildiginda vergide adalet açisindan ne durumda olundugu net olarak görülmektedir. Ilgili raporun 113. Sayfasinda vergi türleri itibariyle 2013 yilinda tahsil edilen toplam vergi gelirleri açiklanmistir. Söz konusu tablonun gelir üzerinden alinan vergileri kapsayan bölümü asagidadir.

GENEL BÜTÇE VERGI GELIRLERI TAHSILATININ NOMINAL VE REEL ARTIS ORANLARI

(2012-2013) (BIN TL)

GELIRIN ÇESIDI

2012

2013

Nominal Artis (%)

Reel (ÜFE) (%)

Reel (TÜFE) (%)

VERGI GELIRLERI

317.218.619

367.473.551

15,8

10,9

7,8

GELIR VE KAZANÇLAR ÜZERINDEN ALINAN VERGILER

101.783.465

110.160.240

8,2

3,6

0,7

     GELIR VERGISI

69.671.645

78.725.694

13,0

8,1

5,1

          - Beyana Dayanan Gelir Vergisi

3.517.027

3.691.355

5,0

0,5

-2,4

          - Basit Usulde Gelir Vergisi

305.494

309.151

1,2

-3,1

-5,9

          - Gelir Vergisi Tevkifati

64.395.876

73.105.541

13,5

8,7

5,6

          - Gelir Geçici Vergisi

1.453.248

1.619.647

11,5

6,7

3,7

     KURUMLAR VERGISI

32.111.820

31.434.546

-2,1

-6,3

-8,9

          - Beyana Dayanan Kurumlar Vergisi

2.756.264

2.987.457

8,4

3,7

0,8

          - Kurumlar Vergisi Tevkifati

302.629

216.898

-28,3

-31,4

-33,3

          - Kurumlar Geçici Vergisi

29.052.927

28.230.191

-2,8

-7,0

-9,6

 

Tabloda görüldügü üzere 2013 yilinda toplam vergi gelirleri 367.473.551 bin TL olarak gerçeklesmistir. Bu miktarin 110.160.240 bin TL’lik kismi gelir ve kazançlar üzerinden alinan vergilerden meydana gelmektedir. Diger deyisle %29,9’u dolaysiz vergilerden olusmaktadir.

Dogrudan dogruya gerçek kisileri vergilendiren gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payi ise 78.725.694 bin TL ile % 21,4’dür. Dikkat edilirse vergi adaletinin etkin olarak yakalanabildigi ve temel bir vergi olarak kabul edilen gelir vergisinin payi toplam vergi gelirleri içinde oldukça düsüktür. Bu adil vergilemenin yeterince yapilamadigina dair önemli bir belirtidir.

Isin diger boyutu ise söz konusu gelir vergisi içinde beyanname vererek kazançlarini beyan edenlerin payi ve bunun toplam vergi gelirleri içindeki oranidir. Zira gelir vergisi beyan sistemine dayaniyorsa, beyanname veren mükelleflerin (ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazanci, konut kira kazanci gibi) bu pay içindeki yeri ayri bir öneme sahiptir. Gelir vergisi içinde (78.725.694 bin TL) beyan üzerine tarhiyat yöntemiyle, baska bir ifade ile beyannamesini doldurarak kazançlarini bildirenlerin payi (3.691.355 bin TL) % 4,6 seviyesindedir. Bu sonuç beyan sisteminin etkinligi açisindan vahim bir sonuçtur. Daha da farkli boyuttan bakildiginda toplam vergi gelirleri içinde beyanname vererek gelir vergisini ödeyenler % 1,004 seviyesindedir. Farkli bir yaklasimla gelir vergisi beyannamesinin verilme zorunlulugu kaldirilsa toplam vergi gelirleri içinde sadece % 1 dolaylarinda kayip olacaktir. Sonuç itibariyle beyan sistemi etkin ve verimli çalismamaktadir.

Öte yandan gelir vergisi içinde stopaj yoluyla vergilendirilenlerin, - yani kaynakta kesinti yöntemi ile (ücret, isyeri kira kazançlari vb.) - payina bakildiginda toplam gelir vergisinin % 92,8’idir. Bu durum gelir vergisinin tamamen tevkifat yöntemi ile tahsil edildigini ya da edilebildigini göstermektedir. Gelir vergisinde tevkifat (stopaj) yöntemi hâkim durumdadir.

Dünden bugüne bilinen ve giderek büyüyen sorun bugünden yarina muhakkak çözülmesi gereken önemli bir sonuçtur. Mükellefler mi gerçek beyanlarini saklamaktadir? Kazançlarin hesaplanmasinda sorun mu vardir? Giderler hususunda sikintilar ne boyuttadir? Harcamalar belgelendirilmemekte midir? Bireyler belge toplamamakta midir ya da neden belge toplama hususunda yeterli özeni göstermemektedir? Gelirlerin toplanmasinda mi problem vardir? Bu ve benzeri pek çok sualin cevabi aranarak ve konunun uzmanlari ve akademisyenlerin görüsleri çerçevesinde Gelir Vergisi Kanunu’nun yeniden yazilmasina yönelik çalismalarin devam ettigi bugünlerde bu hususun gündeme gelmesinde fayda bulunmaktadir.